O zamanlar yılın sonuna geliyorduk, havalara açılmaya başlamıştı. Üşüdüğümüz mevsiz geride kalmıştı yanii. Ve o yılına geçişinde yannanım da büyük oranda değişim başlamıştı. Keko olmamamdan mütevellit kendime bakıyordum. Zevk konusunda da. Pek dindar bir ailede yetiştiğimi söyleyemem. Ama o zamanlar dahi, gerçekten yaşıtım olan kızlarda hiçbirşey bulamıyordum. Galiba olgun seviyordum. Birçok erkekde olduğu gibi, aşık olanlar. Sevdiğini söyleyenler. Çocukluk aklı işte, bilirsiniz. Ahmet ile artık konuşmalarımızın saminiyeti artmış olmalıydı ki, zaman içinde birbirimizin yannanına göz koymaya başlamıştık. Meraklı sorular. Sadece bu. Arkadaşça, değil mi? Öyle olmalıydı. Okulun kapanmasına 1 haftalık bir süreç kalmış, önemli değildi artık okul yanii. Mekana gittiğimiz o son haftalarda, havalar açılmış. Sabahlar heryer hala durgun. ikimizde döner ekmek alıp mekana geçtik koltuklara yerleştik. Tek garip olan durum ise sabahın 6 sı olması idi. Haliyle sokaklar tamamen boştu. Bi şekilde ölçüp biçip o saatte çıkıp gitmiştik oraya, önemli birşey olduğunu söylemişti. Öyle olmalıydı zaten. Yoksa gibsen sabahın altısında kalkıp gitmem. Döner ekmekle ayranı aynı anda bitirmeye çalışırken iki arkadaş saçma sapan konulardan konuşuyorduk.

A:selim
B:Ahmet
A:selim
B:Ahmet
A:selim
B:ananın amı
A:ana bacı girme aklınk giberim
B:(güldüm) tamam tamam
A:şey dicem sana
B:ha
A:liseye geçtim ya ben hani
B:ee
A:sende daha ortaokullusun amk veledi zaaaa
Diyip kahkaha attı bin
B:yarak kafa
A:tamam kanka kızma şeyi dicem asıl biz nası görüşcez okulda
B:harbi amk

Bi süre üzüldüm, sonra espriyr bağladım
B:desene kurtuldum senden
A:(güldü) bak seneye benim okula geliyosun kaçarın yok
B:tamam tamam :d

Sabahın 6sında orda olduğumun sebebini hala öğrenememiştim.