Din şeriatı değil laikliği ve cumhuriyeti destekler Hz. muhafazid Mustafa (s.a.v.)'dan sonra Hz. muhafazid'in isteği gibi devlet lideri seçim ile seçilmeye başlamıştır ve yasalar islam temelli değil her dinin mensubu kendi dinince yargılanmıştır ama Arap kabilelerinden bazıları kendini daha üstün görmesiyle Hz. Ali döneminde oluşan bir çatlak sonucu Cumhuriyet sistemi terk edilmiştir daha sonralarında Araplar islam'ı yaydıkları yerlerde islam'ın Cumhuriyetçi yapısını değil kendilerinin sonradan kattıkları saltanatçı hilafeti tanıttılar ve kendilerinin islam'ı yönettikleri düşüncesini aşılamaya çalıştılar ama Türkler özgürlüklerine düşkün oldukları için Arapların islamın yegane yönetici oldukları düşüncesi Türklere pek işlemez Cumhuriyetçi islam Devleti sadece Türklerde değil tüm dünya tarafından çok çok az bilinmekteydi ama Osmanlıda gerileme ve yıkılış zamanlarında bazı araştırmacılar ve bazı tarih meraklıları islamda böyle bir olgu olduğunu fark eder ve bu yüzden bazı isyanlar olur (Tüm isyanların sebebi bu değildir) Atatürk ve bu olguyu bilenler yeni bir rejim getirmeye çalışırlar ve Atatürk'ün yaptığı en uygun olan Cumhuriyet rejimi kabul edilir kabul etmeyenler ise düşmanla bir olup Türkiye Cumhuriyeti'ne karşı tavır almıştır. Kadın hakları hakkında evet islam kesin olarak kadın haklarına önem verir bu Hz. muhafazid zamanı ve ilk Dört Halife Döneminde de bu böyledir ama sonraki Arap Hakimiyetinin olduğu islam Devletleri Türklerin islamiyeti kabulüne kadar kadınları Arapların cahiliye devrindeki gibi yeniden sadece köle ve cariye olarak kullandılar. Türk-islam Devletlerinin Baştan Osmanlının gerileme ve çöküş dönemine kadar Türklerin eskiden olduğu gibi kadınlar ile erkeklerin arasındaki tek fark cinsi yöndedir ki iki taraf eşit olarak kabul edilir ve kim bu eşitliği bozmaya çalışırsa cezalandırılırdı. Atatürk'ün Cumhuriyet ile birlikte getidiği Medeni Kanun tüm dünyada bir ilk niteliğindedir ve kadın-erkek eşitliği Türk geleneklerinde ve islamda da aynıdır.