-
26.
+4Part 7Tümünü Göster
Kasım 2004
Okul tüm hızıyla devam ediyodu. Ben gene Burak Sema Hakan Berna Ayşım Selen ve daha biçok arkadaş hep birlikte güzel zamanlar geçiriyoduk. Gerek kursta gerekse sınıfta gırgır şamata ekgib olmuyodu. O ay ramazan ayıydı. Öğlenci olduğumuzdan oruçlu olduğumuz her akşam son ders saatinin teneffüsüne ve ilerki zamanlardada son ders saatinin içine denk geliyodu ve biz sınıfta ezan sesiyle orucumuzu açıyoduk. Tenefüslerde orucumuzu açarken Semanın diğer sınıflardan arkadaşlarıda bize eşlik ediyodu. Onlarla nasıl tanıştık gerçekten hatırlamıyorum. Bitanesi, Hande. 9.sınıflardan, Semanın ilkokuldan beri arkadaşı. Bir diğeri ise Benay. O da ilkokuldan arkadaşı. Bizim sınıftan Benay, Berna, Hande ve Sema 4lüsü ilkokuldan beri arkadaşlarmış meğerse. Muhabbet aralarında öğrendim bunuda.
Şimdi burda bi geri sarıcam hikayeyi.
Okulun daha yeni açıldığı ilk haftalardı. Hakan Burak ben ve Eray diye başka bi arkadaşımız bahçede turlarken önümüzde bir anda Sema, Berna ve başka bi kız belirdi. O zaman tabi daha nerdeyse tanışmamıştık bile. ‘Murat’ olaylarının olduğu zamanlardaydı. Sonra Eray bi anda yüksek sesle ‘Ortadaki benim!!’ diyerek gülümsedi, ortadaki kız hemen yerini değiştirdi. Ortada bu sefer kim kaldi hatırlamıyorum. Ben tabi hemen kızdım Eraya ‘lan malmısın züt herif rezil ettin bizi!’ diye çıkıştım. ‘Şaka yaptım dıbına koyim nolcak’ falan filan gibisinden geveledi. Burakla beraber sınıfa çıkmıştık. O gün çok önemli değildi.
Buraya niye döndüm anlatıyorum, çünkü Semanın ve Bernanın yanındaki kız Handeymiş. Oruç açma zamanlarında bizim sınıfa geldiğinde farketmiştim. Renk vermedim tabi çokda sorun olmadı bu güldük geçtik.
Bu 4’lü arkadaş grubuyla baya samimi olduk. Hatta genel olarak boyları kısa olduğundan ‘1.30’lar’ lakabı bile takmıştım hepsine şimdiden. Aralarındaki Benay’a ‘Minik kuş’ diyodum. ismi öyle kaldı kızcağızın sonraları bu unutuldu tabi.
Hande tam bir çılgındı, samimi sohbetleri ve sevimli tavırlarıyla hemencecik samimi oluvermiştik. Diğerleriyle de samimi olmuştuk tabiki. Bana ‘enişte enişte’ falan diyolardı. Ergen tavırları işte ne bekliyosunuz?... Hande her teneffüste sınıfa elinde krakerle ve bağıra bağıra giriyodu. Ağzından kraker parçaları dökülüyodu ama genede sevdirdi kendini, kimse iğrenmedi yani bence. Gayet doğaldı jkshfdgfg.
Bu ramazan ayı güzellikleriyle eğlenceli bi şekilde geçti gitti. Her geçen gün Semayla daha samimi oluyoduk. Tabikide arkadaş çevremizlede öyle. Samimi sohbetler oluyo, ergenliğin verdiği heyecanla yepyeni dostluklar arkadaşlıklar ediniyor bi yandan da birbirimizle ergen dertlerimizi anlatıyoduk. O sıralarda Hakan birine tutulmuştu. Gamze. Geldi açıldı bana. Hallederiz dedik, hallettik. Artık Hakan kardeşimizin nur topu gibi bi manitası vardı. Aramıza hoşgeldiniz kardeşim…
Tabi bütün bu toz pembe günler ilerlerken bi yandan da dersler ilerliyodu. Sınav zamanları yaklaşmıştı. Edebiyat, Kimya, Matematik ve dahası. ilk sınavlarımızı efsane bi şekilde başarıyla atlatmıştım. Ortaokul bilgilerimle savurmuştum hepsinden güzel notlar almıştım. Hatta nerdeyse ilk kez yanımda ve çevremde kopya çeken insanlara rastlamıştım. ilk dönem bu şekilde heyecanlı ve tatlı giderken arkadaş gurubumuza gene nasıl tanıştığımı hatırlamadığım yeni yüzler ekleniyodu her geçen gün. Bunlardan önemli olanlardan bahsedeyim size.
ileyna ve Rauf. Rauf karikatür gibi bi adamdı. Suratı aşırı komikti ve esprili bi çocuktu. ileyna’da Burağın eskilerden arkadaşıymış. Bizim sınıftaydı ama pek yanımıza gelmezdi, sonraları gelmeye başladı hep beraber samimi kocaman bi arkadaş gurubu olmuştuk. Tabi bu beraberinde başka sorunlarda doğurmaya başlamıştı. Neye mi diyosunuz? Tabikide Sema ve bana. ileynayla olan dostça samimiyetimiz onu rahatsız etmeye başlamıştı hissediyodum. Ama taviz vermemeye çalışıyodum. Bi yandan da korkuyodum. ilk kez bu tarz hislerle ve davranışlarla karşılaştığım için napcağımı çoğu zaman bilemiyodum. Bi gün gene teneffüste ileyna Burak Hande herkes beraberdik gırgır şamata yaparken elimi ileynanın omzuna atmışım, hiç farketmemiştim. Halbuki böyle bi samimiyet kurucak kadar tanımıyodum. O kadar tanısam bile böyle bi hareket yapmazdım. Ortamın vermiş olduğu samimiyet ve güzellik beni buna itmişti. Ordaki herkesi canım gibi görüyodum. Herkes benim can kardeşim gibiydi, Sema ise can aşkım, hayatımın anlamıydı… Onu asla incitemezdim. O akşam bana bi mesaj attı bu olayla ilgili. Ona böyle şeylerin ters olduğunu falan söylüyodu. Kanım donmuştu hayvan gibi korkmuştum. Ama gene güzel bi açıklama yaparak olayı soğutmaya çalıştım. Kimseyi hele hele Semayı asla üzmek istemiyodum. O üzülürse ben biterdim çünkü. Bundan sonra daha fazla dikkat ettim. Daha sonraları Raufla baya samimi olduk, ileyna çok fazla yanımıza gelmedi zaten, o da farketti fazla samimiyetin sorun olduğunu, ısrarcı davranmadı çok fazla samimi olmakta. Kendi kendine bunu yapmış olması işime gelmişti.
Sınav sonuçları geldikçe cok daha güzelleşiyodu lise hayatımın ilk ayları. Herşey süper gidiyodu. Sema ben, derslerim ve mükemmel arkadaş gurubumuz.
Ta ki o güne kadar…..
başlık yok! burası bom boş!