/i/Tespit

  1. 1.
    +6 -4
    Beyler sonuna kadar okuyun ama mutlaka okuyun. Biraz matrix e benziyo ama emek var bi şukunuzu çok görmeyin. Keyifli okumalar panpalar.

    Beyler herkes bilir görüntünün, dokunmanın, kokunun,işitmenin ve tatmanın beyinde gerçekleştiğini. Yani aslında gözümüz değil beynimiz görüyor, kulağımız değil beynimiz duyuyor falan filan. Görme duyusu üzerinden gidelim.

    Işık kaynağından çıkan ışınlar mat cisimlere çarpıyor ve o cisimden yansıyıp gözümüze geliyor. Gözümüzde oluşan görüntü ters çevrilip elektrik sinyallerine dönüştürülerek nöronlar vasıtasıyla beyne iletiliyor. Beyin, aldığı elektrik sinyallerinin oluşturduğu görüntüyü tekrardan ters çevirip bize sunuyor. Ve bu sayede görme işlemi gerçekleşmiş oluyor.

    Daha iyi anlamak için şöyle bi örnekle anlataym:
    Beynimizi tamamen karanlık bir oda gibi hayal edelim. Ve biz bu odanın içindeyiz. Etrafta hic ışık yok. Yalnızca karşımızdaki duvarda bir televizyon var ve o televizyonda ne görünürse ancak onu görüyoruz. Ve odadan hiçbir çıkış, pencere ve bağlantı yok. Dışarısıyla tek irtibatımız televizyonda her ne görünürse yalnızca o. Peki televizyondaki görüntü nasıl oluşuyor bakalım: Cisimlerden kameralara yansıyan ışınların, kamera kablolarında hareket edebilen elektrik sinyallerine dönüşmesinin ardından televizyona aktarılarak görüntü oluşuyor. Ve biz yalnızca bu şekilde odanın dışını görebiliyoruz.

    Hah! Şimdi zurnanın zık dediği yere geldik. Soru şu eğer biz dışarıyı yalnızca o duvardaki televizyondan görebiliyorsak, televizyondaki görüntünün nasıl oluştuğuna dair bütün bilgileri yine yalnızca televizyondan alabiliyorsak, ve hapsolduğumuz bu odanın dış görünümünü yine sadece ve sadece televizyondan görebiliyorsak. Hatta televizyonu ve odanın içini bile televizyondan görüyorsak ve başka şekli mümkün değilse, gördüklerimiz ne kadar gerçektir?

    Yani beynimizi bile beynimizin hazırladığı görüntüyle görebiliyoruz. O halde gördüklerimiz ne kadar gerçek?

    Hatta bence asıl soru şu: Madem herşeyi, beynimizi bile beynimiz ile görüyorsak, "beynimizle gördüğümüz" gözlemi ve hatta "beynimiz" gözlemi ne kadar doğru? Yoksa bu bize ruhun, yani bu bedene hapsolduğu iddia edilen lâtif hakikî kişiliğimizin varlığını mı gösterir? Ya da bize bütün bunları gösteren, seyrettiren, hissettiren, işittiren, tattıran; bize dünya hayatının "bir oyun ve eğlenceden ibaret" olduğunu söyleyen Allah mı?

    Kafamda deli sorular?

    Edit: Ruhi Çenet etkisinde kalan velet diyenler olmuş. Ruhi Çeneti pür dikkat takib ediyorum fakat Ruhi nin videolarında boyle bin şey olduğunu hatırlamıyorum. Eğer varsa da etkisinde kalmış olabilirim. Fakat tamamen kendim düşünüp yazdım. Ve bir de eski veletlerdenim *
    ···
   tümünü göster