Sabah kalktığımda salonun koltuğu belimi ağrıtmıştı. Cevdet aramıştı beni. 3 kere. Telefona baktım ve geri aradım. Heyecanla açtı. Oğlum sorun yok patron daha da sevindi kızı vurmamıza, fidye isteyecekmiş dedi. Derin bir nefes aldım. Her şey yolundaydı. Cevdet devam etti. Bizim züt oğlanı tekrar canlanmış. Fakat hastanede hala. O buna yeter bile korkmuştur dedi. Mafyalar kızdı mı diye sordum. Bu züt korkusu ona yeter dedi valla onlar dedi cevdet. Harika gidiyordu her şey. Parayı hesabına attılar. 2.000'i benim dedi. Güldüm kendi kendime tamamdır dedim. Parayı anneme atacaktım direkt. Kızı 1 hafta daha tut yarın fidye isteyecekler onun üzerinden dedi. Kız 1 hafta sonra serbest kalacak yani diye sordum. Saçmalama lan parayı alacaklar sonra bizde kızı öldürücez dedi. Telefonu kapatmak istedim. Tamam hadi gorusuruz dedim ve kapattım. Saat 10:30'du. Gece hiçbir problem çıkarmamıştı. Merdivenleri hızla çıkıp odasına girdim. Hala uyuyordu. Yanına yaklaştım. Saçlarını yüzünden çektim. Örtüsünü iyice örtüp aşağı indim. Birazdan uyanırdı herhalde. Kahvaltı hazırlayacaktım ona. Mutfağa girdim. Tost makinesine ekmek ve peynir koydum. Böyle kızlar genelde böyle şeyler yemezdi fakat bizde avokodulu salata yoktu prenses. Tostun ısınmasını bekledim ve ıhlamur yaptım. Bir tepsi çıkardım ve koydum. Biraz bekledim. Daha sonra merdivenlerden çıktım. Hala uyanmamıştı. Ben uyandıracaktım. Kapıyı omzumla yavaşça açtığımda yatağında yoktu. Etrafıma bakındım ve bir anda kapısının arasında bir hareketlenme hissettim arkamı dönücektim ki kafamda bir acı hissettim. Bir çığlık yükseldi. Kendime gelmek için kafamı salladım ve ona baktım. Vazoyu kafama fırlatmıştı. Kafamdaki vazo parçasını çıkardım. Ve yere fırlattım. Hiç birşey demeden tepsiyi masasına bıraktım ve yere eğilip kırık parçaları topladım. Yatağına oturup ağlamaya başladı. Üstüne örtüsünü sarmıştı. Kapısını kilitledim. Odamdan bir tişört çıkardım. Muhtemelen elbise gibi duracaktı onda. Odasına girdim. Yere kıyafetleri bıraktım ve bir şey demeden kapısını kilitledim.