/i/Hikaye

Herkesin bir hikayesi var, ya senin hikayen nedir?
    başlık yok! burası bom boş!
  1. 26.
    0
    Bölüm12- Son Sigaram (FiNAL)

    Eve nihayet gelmiştik her yerim ağrıyor. Camiden sela veriliyor kulaklarımı diktim, Kemal Unca vefat etmiş. Babam, ben çıkıyorum Kemal ağabey öldürülmüş dedi. Annem çok şaşırdı kim yapar işinde gücünde adamdı dedi. Ben ise yüzümü çevirdim selayı dinlemeye devam ettim neden öldürüldüğünü söylemedi müezzin ben ekleyeyim , bir genç kıza planlayarak tecavüz etme, haneye tecavüz ve intihar süsüyle kadın öldürme. Cenazesinde iyi bilirdik diyen kişilerin bir tak bildiği yok. Bu cinayetten sonra mahalleye polis ekipleri doluştu. Bizim binaya geldiler babamla konuştular. Kapıdaki sivil polis, babama "Cinayetin Betül Karahan ile ilgili olduğunu düşünüyoruz. Betül'ün bedeninden Kemal'e ve farklı iki kişiye ait sperm bulundu." deyince babam kapıyı kapattı ne konuştuklarını duyamadım. Zannedersem daha önce tespit etmiş olmalılardı üç kişinin tecavüz ettiğini ve Kemal öldürülünce şüphelendiler karşılaştırma yaptılar şimdide diğer iki kişiyi bulmazlarsa onlarında öldürüleceğini düşünüyorlar. Erol'un dünden beri kayıp olduğu duyulunca şüpheleri uyanmıştı polislerin evden çıktım apartman boşluğundan yukarıdaki polisler ile Aygül Teyzenin konuşmalarını dinledim. Polisler, Aygül Teyzeden eve girmek için izin istediler. Erol'un saç teli varsa onu alıp karşılaştırma yapacaklarmış. Eğer bu test sonucundan hızlı davranamazsam polisler üçüncü kişiyi bulmak için bu iki kişiyle ortak arkadaş olanları toplayacak ve muhtemelen korkutarak katilin üçüncü şahısı öldüreceğini söyleyeceklerdir. Bu durumda babamı sorguya alırlarsa büyük olasılıkla itiraf edecektir. Polisler binadan çıkınca bodruma inip çakımı alacağım. Babam evde değildi bir an polislerin tutukladığını düşündüm. Eğer suçunu itiraf ederse artık ben tecavüzcü ve puştun oğlu olarak tanınacaktım mahallede, buna izin veremem mutlaka polislerden önce babamın işini halletmeliyim. Bina gayet sessiz ve sakindi hemen hızla merdivenleri indim bodrum katına girdim ve muazzam bir ceset kokusu , midem bulandı üstümdeki tişört ile burnumu kapatarak bıçağı sakladığım yöne ilerledim bıçak yerindeydi alıp cebime koydum bodrumdan çıkarken son kez Erol'un yüzüne baktım bir tecavüzcü katile göre çok huzurlu uyuyordu ben ise stresten her günüm zehir gibiydi her an bir yakalanma korkusu her dakika verdiğim sözü tutamama korkusu, ben huzursuzdum ancak o huur çocuğu hiç olmadığı kadar huzurluydu.

    Bodrumdan çıktıktan sonra eve geri döndüm. Odama geçtim pencereyi açtım Muratti Rosso paketimde iki dal kalmıştı, bir sigara yaktım. Ölümü bekler gibi babamı bekliyordum çakı açılmış vaziyette pencere altındaki mermerdeydi. Babam hızlı adımlarla eve geliyordu çok telaşlıydı. Başını yerden kaldırmıyordu sigara içtiğimi bile görmemişti. Süngerine kadar içtiğim sigarayı fırlatabildiğim kadar uzağa fırlattım çakımı iki elimin avucuna alıp inceledim sağ avucumdaki yara biraz iyileşmişti. Çakının sapından tutup sıkıca kavradım artık o büyük buluşmaya hazırdım. Babam kapıyı açtı hemen ellerimi cebime soktum çakıyı sağ elimle cebimin içinde sıkıca tutuyordum.
    "Savaş! Annen nerede?"
    "Bilmem"
    "Oğlum hazırlan gidiyoruz her şeyini topla."
    "Neden?"
    "Burada kalamayız artık ben bir yer ayarladım ..'a gidiyoruz artık orada yaşayacağız.Ev bulana kadar asker arkadaşımda kalırız sonra orada bana iş ayarlacak ben akşam 9'a üç tane otobüs bileti aldım herşey hazır."
    "Baba sana sadece bir kez soracağım doğruyu söyleyeceksin olur mu?"

    Babam şöyle bir duraksadı korkuyla yüzüme baktı ve kafasıyla yavaşça onayladı.

    "Betül öğretmeni siz mi öldürdünüz?" söylerken terlemeye ve titremeye başlamıştım başımdan kaynar sular dökülüyordu vücuduma müthiş bir ürperti geldi. Babam cevap veremiyordu. Yüzüme korkuyla bakıyordu sağ elimi cebimden çıkardım ve çakıyı açtım göz gözeydik, babam bir ara gözünü çakıya kaydırdı ama hemen sonra yüzüme dikti gözlerini bir tedirgin kedi gibi pozisyon aldı kaçmayı planladığını anladım.

    "Baba, neden yaptınız?"
    "Oğlum.. bak hiç bir şey göründüğü gibi değil o kız yolluydu biz öldürmedik kendi intihar etti bak sakın yapma.. Yoksa Kemal'i sen mi öldürdün?" duraksadıktan sonra birden parladı "Ulan huur çocuğu sen ne hayırsız evlatsın lan bırak o bıçağı giberim şarap çanağını.."
    "Sadece Kemal'i değil. Erol'u da ben öldürdüm.Şimdi seni öldüreceğim"

    Yavaşça yaklaştım, babam hızla kapıya yöneldi kaçmasına izin vermeden sağ karın boşluğuna sapladım hızla geri çektim bıçağı babam iki büklüm oldu acıdan inliyordu. Sol elimle geriye doğru ittim kapıya doğru dayandı. Bıçağı sımsıkı kavradım tüm öfkemle bağırarak kalbine sapladım. Son kez yüzüme baktı bir şeyler söylemeye çalışıyordu sesi kısılmıştı. Duymaya çalıştım ancak ne dediğini anlamıyordum öfkeyle baktım gözlerine sonra devam ettim:

    "Baba sen ölüyorsun ve ben hiçbir şey hissetmiyorum.Ne garip."

    Babam gözlerini kapattı bıçağı olduğum yere bıraktım babamın cesedini kenara çektim ve kapıyı açıp dışarıya çıktım. Üstümde ve elimde kan lekeleri vardı eve geri dönüp banyoya girdim güzelce temizlendim. Çekmecemden kar beyaz bir tişört ve beyaz iç çamaşırları çıkardım. Teyzemin düğünü için aldığımız beyaz pantolonumu giydim. En son beyaz bir çorap giyip ayaklarıma sıradan bir tuvalet terliği giydim. Garip bir his içerisinde dışarıdaki her şeyi incelemeye başladım. Hayatta yapmak isteyip de yapamadıklarım aklıma geldi. Bir idam mahkumu gibi çevreye boş boş bakıyordum. Nereye gidiyorum bilmiyorum ayaklarım istemsizce beni köprüye doğru zütürüyordu. Yolda sıra arkadaşım Cenk'e rastladım. Selamlaştık bana nereye gidiyorsun diye sordu. Arkadaşım Cenk'e üç cinayet işlediğimi anlattım yüzüme dehşet ile baktı neden öldürdün diye sordu. insanlar o kadar kötü şeyler yapıyorlar ki ben anlatmaya utanıyorum. Konuşamadım sadece Betül Öğretmen diyebildim ne ilgisi var diye sordu sadece intihar süsü ile öldürdüklerini söyleyebildim. Bana polise anlatsaydın dedi belkide son kez içten bir kahkaha attım bana teslim olacak mısın diye sordu ilkten kafamdaki ölüleri gömmem lazım dedim. Helallik isteyip vedalaştık bu gün hava pek bir güzeldi, sanki Betül Hocama inat kıskandırırcasına, bu gün hava çok güzeldi. Sanki Betül Hoca yok diye herkes çok mutluydu. intikamı almıştım yüzümde tatmin olmuş bir ifade ancak hiç bir şey hissetmiyordum kuşlar, martılar boşuna uçuyordu sanki, güneş boşuna açıyordu. Galata kulesi, Dolmabahçe, Kız kulesi etrafıma şöyle bir bakındım son kez, derin bir iç geçirdim cebimde son yetim kalmış sigaramı yaktım dumanında tüm hayallerim savruluyordu. Aklıma ilk aşkım Betül geldi. Sarı saçlı,bal gözlü ve açık tenli. Sonra Betül öğretmenim, gece karanlığı uzun saçları siyah gözleri. ikisi de birbirine hiç benzemiyordu tam tersiydi ikiside, ikisininde tek ortak yönü vardı. ikisi de çok güzel gülümsüyorlardı. Sigaramdan son kez çektim, annem aklıma geldi. Gözümden iki damla yaş süzüldü affet diyemedim. Boğazın esintisi değildi sanki bu ölümün soğuğu iliklerimde hissettim ve bir dakika daha yaşamak istemiştim sadece tüm öldürülen Betül'ler gibi..

    BENi TAKiP EDENLERE TEŞEKKÜRLER YORUMLARINIZI MERAKLA BEKLiYORUM.
    Tümünü Göster
    ···
   tümünü göster