-
1001.
+21Gittiğimizden bi haber oldukları için geldiğimizde
-Aaa nerdeydiniz gibi tepkiler aldık. Üslubuyla soruları cevapladık gece yarısına doğru ise bir daha görüşme sözleri alındıktan sonra bizde evimize gittik. Kazasız belasız bir şekilde akşamı atlatmanın verdiği müthiş sevinçle zıplaya zıplaya eve gittim desem yeridir.
Lise aşkımla evlenicekmiydim lan yoksa. Ailelerde tanışmıştı önümüzde başka ne engel vardı ki? Günler hızla geçiyordu ve ben günlük yazmaya devam ediyordum. Alışkanlık haline gelmişti. Eylül için yazmasam da yazıyordum beyler. Günler haftaları kovlarken, aylar benim eksiğim ne amk diyip haftaları kovaladı. Babamla Eylül'ün babası dışarda görüşmeye bile başlamışlardı. Annelerimiz zaten 40 yıllık dost havasında. Tek bir sorunumuz kalmıştı "Okul".
YGS sabahına uyadık. Eylül'le farklı okullarda olduğumuz için o sabah göremedik birbirimizi sadece mesajlarla "sakin ol, başarıcaksın sana güveniyorum" gibi cümleler. Sınava girerken hafif bir heycan olsada benim heycanım aslanın yanında pire bile değilmiş. Sınava girmeden ağlayan mı ararsınız. Konuşamayan mı ararsınız. Heycanadan altına sıçan bile var beyler. Onları gördükçe heycanım azalıyordu artması gerekirken.
Aramalardan geçtikten sonra salonuma çıktım. Annem bahçede dua edip kuran okuyordu. Bu beni daha motive ediyordu. Sınav başlamadan önce gerekli açıklamaları yapıp bize optikler dağıtıldı ve başladık. Düzenli olarak çalışma ve sakin olmak beni en azından 10 adım öteye taşımıştı. Zamanımı sonuna kadar kullandım. Sınav bittikten sonra anneme 1 hafta boyunca "sınavım iyi geçti" lafına inandırmaya çalıştım.
Eylül'ün de sınavı iyi geçmişti. Herşey yolunda gibiydi. Annem bir akşam beni yanına çağırdı.
-Oğlum küçüklüğünden beri sana hep doktorluğu yakıştırdım biliyosun dedi konunun meslek seçimine geldiğini bildiğim için
+Doktor olamam anne ama o beyaz kıyafet için istersen öğetmen olurum dedim.
-Yok öğretmen olma tıp oku istiyorum
+Anne dürüst olmak gerekirse doktorluk kazanamam dedim, demez olaydım..
başlık yok! burası bom boş!