+1
part6
ayrıca altair'in gençliğinde ve güçlü zamanlarında kuramadığı istanbul loncasını polo kuracak. polo altair'in üstündür diyebilir miyiz asdasdasdasdasdas. neyin üstünlük olup neyin olmadığını ayırt edin. kut herkesin görebileceği bir şey değildir. ve olay sadece kut da değildir. olay tam manasıyla nedir? bilmiyorum eheheh. tanrı'nın isteğidir elbet ama tüm açıları görüp de cevap veremem. kimse veremez. altair emir verirken sesi nasıl değişti dikkat edin. bu polo'yu seviyor diğerlerini sevmiyor anldıbına mı geliyor? polo kalem ehli diğerleri kılıç ehli. bu iki hizmet tipine adanmış insanların farklı özellikleri vardır ve aynı şekilde davranılması verimli olmaz. bu pragmatist bir tavır ile dünyanın hayatın doğanın kurallarına uymaktır. büyüklük taslamak filan değildir. çok gençken, öğretimizin tüm bu savaşlara bir son vereceğine inanacak kadar aptaldım diyor altair. vay amıssına. oysa savaşlar hiç bitmeyecek çünkü dünyada insanlar yaşıyor. barış için çabalamak da bizim görevimiz. öğreti bir kılıçtır beyler. bir yolda hizmet etmenize dair size yetenek kazandıracak hakikate dair anlayışlardır. bir yol değildir. yol tektir. hem yolu bulup hem de ondan önce öğretiyi geliştiren bir insanın liderim olmasından gurur duyuyorum ya. gerçekten. ayrıca dikkat edin. burada bir barışın olmayacağına dair gönderme var ve doğru bir gönderme. barış bir hayal. ama tanrı barış için çabalamamızı istiyor. çünkü çabamızı bu şekilde görecek. yani dünyadaki insanın kendi çıkardığı savaşlar bizim bitirmek için çabalamamız gereken şeyler. hiç bitmeyecek ama azalabilir ve hiç bitmese bile emirler bu yönde. tanrı bizi bu şekilde net olarak imtihan ederek ayırt edecek yalan söyleyenlerden - hani tanrı her şeyi bilirdi hacı eki eki diyecek betaya hayır tanrı zaten kimin doğrucu kimin yalancı olduğunu biliyor ama sen bilmiyorsun asdasdasdasdas senin özgür iraden var ve senin de özgür iradenle yalancıyı ve doğrucuyu görmen lazım kendi aklınla özgür iradene gölge düşürdün ve ayırt edemiyorsun sonra niye yanıyorum ben deme diye söylüyorum eheheh evet bu boş bir soruydu ama cevaplamış bulunduk-. bu yüzyıllar hatta binyıllar alacak bir mücadele. yani bizim bir hayatımızla yaptıklarımız ancak bizi kurtuluşa ve ödüle taşıyacaktır ama biz pek bir şey başaramayabiliriz de. belki de başarırız. umulur ki efendimiz bizi en kısa zamanda başarıya ulaştırır. nuh gibi de olabiliriz. üstünlük somut başarılarda değildir. üstünlük hakikati görebilmek veya görememekle ilgilidir. kardeşlik bu kritere bakarak alım veya atım yapar -aklını keskin tutmazsan duygular seni saptıracaktır şimdi burada bir önceki yazıda tanrı hakkedeni saptırır dememle çelişmiş oldum öyle mi betacım he ne diyebilirim aklını törpüledin ve şimdi zor yıllara rağmen kısırlıktan öteye geçemeyen bir hayatın var eheheh-. ama bir gün altair gibi ben bir hayat için yeterince gördüm ben üzerime düşeni yaptım diyebilmek istiyorum. altair diyor hakikati bulmak için savaşmaktan daha şanlı bir şey yoktur diye. katılıyorum ve aynı şana sahip bir görev olarak hakikate sadık bir şekilde stratejik olarak üstlendiğimiz emanet/görev doğrultusunda mücadele etmek de var. bunlar şanlı işler beyler. bunlar sonsuzlukta yankılanacak işler. ben daha önemli bir şey göremiyorum. sen gördüğüne dair kuruntularla ve sanrılarla zehirlendiysen burada durma. seni tanımıyor ve bilmiyorum. yani ne tak yediğin bana dair değil sana dair. madem sıçacaksın hayatında en azından zamanını boşa geçirme iyi sıç eheheh. belki kardeşlik'in yapacakları sadece bir mesaj olacak. hakikatin bir haykırışı. kime mesaj diyor ya polo. altair de diyor keşke bilseydim. aynı konumdayız. bu yolda bizden önce nice şanlı insanlar vardı ve bizden sonra da olacaklar. biz kendi üzerimize düşeni yapmakla yükümlüyüz. eğer görebiliyorsan tabi yoksa kalk okey atak asdasdasdasdadas. bu gerçekten tcma'nın sosyal ilişkilerinin özetidir. kardeşlik ve özel hayatını böyle ayırır. eğer hakikati görüyorsan onunla hizmet edersin. eğer göremiyorsan öyle taşağına arkadaşlık edersin ve bu bir lütuf değildir. aynısını yerleştirin.
Tümünü Göster