/i/Hikaye

Herkesin bir hikayesi var, ya senin hikayen nedir?
  1. 26.
    +1
    2 Eylül 2000

    Diğer gün dükkana gittiğimde Vatanda oradaydı. Bu sefer çay sayısı üçtü. "Eee nasıl gidiyor işler?" diye sordu Ertuğrul Ağabey, güldüm. "iyi değil, batacağız bu gidişle." dedim. Bu sefer gülen Ertuğrul Ağabeydi. "Bazen sağlam işler alırsınız bir anda zirveye çıkarsınız, korkmayın." dedi.

    Yeni bir göreve gideceğimiz kesinleşmişti. Ben ve Vatan kalkıp evin yolunu tuttuk telefonumda yine mesaj vardı. Bu sefer şifreliydi. Şifrenin yanında sayılar vardı. Şifreyi çözdüğümde bir gazete ismine ulaştım. Gazeteyi aldım ve sayılara göre kelimeleri bulup kağıda yazmaya başladım.

    1-4
    2-8
    3-1
    4-6
    5-1
    6-8
    11-6

    "Irak'a gidiyorsun. Bakana yapılacak olan suikasti engelleyeceksin."

    bianlatipgidicem07
    186 gn 10 saat
    ···
    +57
    Polat abi ölümsüz liderrr senmisin
    nekadardumanokadarranduman
    186 gn 7 saat
    ···
    0
    Nekadarduman gerisini usendim yazmaya honkurdum pic jajdja
    dersteozbircekenergen
    183 gn 14 saat
    ···
    +40
    3 Eylül 2000

    Sabah uyandığım zaman ilk işim Ertuğrul Ağabey'in yanına gitmek oldu. Dükkanda bir kadın vardı. "Ertuğrul Ağabey, ne kadar mübarek adamsın." dedim ve güldüm. "Irakta güzel bir iş aldım. Bana kıyafet lazım halledebilir misin?" diye sordum. "Halledilir, halledilir de Irak'a şu sıralar girmek kolay olmasa gerek?" dedi. "Her şey hazırlandı Ağabey, bu gece oradayım. Akşama kadar halledebilrisen kıyafetleri iyi olur." dedim ve çıktım.

    Nişanlım ile buluştum. Yeni bir iş olduğunu döneceğimi söyleyip vedalaştım. Son hazırlıkları yapıp küçük bir çanta ile Ertuğrul Ağabeyin yanına gittim. Yanında kimse yoktu. Dükkanın kapısını kilitleyip arka tarafa geçti.

    Arkasından arka tarafa geçtim. "Kıyafetlerin hazır aslanım, Irak'a girişin kolay olacak ama çıkışın kolay olmayabilir. Ne yap et o suikasti engelle eğer yapamazsan tam burnumuzun dibine savaş başlayacak. Biletin" dedi ve bileti uzattı.

    Kafamı salladım. Arka bölümde dinleyici riski yoktu fakat iş ön tarafa gelince sorun olabilir diye ağabey-kardeş gibi konuşuyorduk. Kıyafetleri valize koyup çıktım. Önce Irak'a yakın bir yere uçacaktım, ordan bir şekilde geçmenin yolunu bulacaktım.

    bianlatipgidicem07
    186 gn 9 saat
    ···
    0
    vay amuha koyım gitme olum yerler bak gitme lan
    yerim seni yavrum
    186 gn 1 saat
    ···
    +9
    Olay 2000de gerceklesmis dingil sen yokken gitmis yani bosa feryat etme
    dersteozbircekenergen
    183 gn 14 saat
    ···
    +45
    -1
    4 Eylül 2000

    4 Eylül'ün ilk saatlerinde Iraktaydım. Sincar'da geziniyordum. Bir şekilde Bağdat'a ulaşmalıydım sabaha kadar. Yerde bir gazete vardı. Aldım, arapça biliyordum, öğretilmişti. Tahmin ettiğim gibi Bağdatta konuşacaklardı da, suikasti ne zaman nasıl yapacaktı Amerika kendi bakanına karşı?

    Sabaha karşı Tıkritteydim, uykusuzluktan bayılacak gibiydim. Bağdata gitmek için bir araba kiraladım. 2 saat 45 dakika sonra Bağdata girdim. Yolda hiçbir çevirme ile karşılaşmamış olmak beni şaşırttı hemen bir otele girdim.

    bianlatipgidicem07
    186 gn 9 saat
    ···
    0
    Sardı devam et
    siyah amele
    186 gn 7 saat
    ···
    0
    2. REZERVETULLAH SARDI DEVAM ET PANPA
    barcelona diyemeyen skiper
    186 gn 6 saat
    ···
    +29
    4 Eylül 2000

    Parayı çıkarken ödemek istediğimi söyleyip odaya girdim. Kapıyı kilitledim. Valizi açıp Ertuğrul Ağabey'in verdiği kıyafetleri çıkardım. Ceplerini karıştırdım bir tane kimlik vardı. Ahmet-El Hassan isminde, fotoğrafta kendimi gördüm. Başka hiçbir şey yoktu.

    "Ulan bir ıraklı olmadığımız kalmıştı." diyerek kimliği yatağın üstüne attım. Üstümde herhangi bir silah yoktu. Ne kesici, ne normal silah. Sadece fotoğraf makinesi ve kıyafetler getirmiştim. Kıyafetleri getirme sebebimde çevirme olursa dikkat çekmemek içindi. iş için konaklamam gerekiyor diyip geçecektim.

    Tuvalete gittim, kesici bir şey aradım, yoktu. Çıkıp dolapları aradım, askıyı buldum. Askının demirini çıkardım ve Ertuğrul Ağabey'in verdiği kıyafetin cebine soktum. Kesici olduğu için cep yarılmıştı. Elimle iyice açtıktan sonra cebin arka kısmında bir kağıtla ve bir tomar parayla karşılaştım.

    Kağıdı açtım. "Terzi Ahmed Muhri, Yafa sokakta." yazıyordu. Yanıma dikkat çekmemek için telefonda almamıştım. Bilgisayarda temin etmem çok zordu. 2 saat uyumak istiyordum fakat beni uyandıracak birisi yoktu.

    bianlatipgidicem07
    186 gn 5 saat
    ···
    +30
    4 Eylül 2000

    Üstümü değiştirdim. Parayı cebime alıp, fotoğraf makinesini boynuma takıp aşağıya indim. Otelin lobisinde birkaç kişi oturuyordu. Göz göze gelmeden gezmeye gelen bir insan gibi yürüyordum. Gerçi o yıllarda Irak'ı gezmek isteyen olmazdı pek.

    Yoldan geçen birisini çevirdim.

    - "Selamun Aleyküm."

    +"Ve aleyküm selam."

    -"Yafa Sokağı nasıl bulabilirim?"

    Bir süre beni süzdü. "Dümdüz devam et, 12 sokak say, 13.sokaktan gir." dedi.

    Şükranlarımı iletip yürümeye başladım. Etrafı süzüyordum. En sonunda 13.sokağa geldiğimde sokağı uzaktan inceledim. Terzi Ahmed Muhri'yi gördüm. Etrafı biraz daha inceledikten sonra oradan ayrıldım.

    bianlatipgidicem07
    186 gn 4 saa
    Tümünü Göster
    ···
   tümünü göster