+9
aşağıya inince bi şişe şarap vardı masada. tabakta makarna ve et vardı.şu sefil hayatımda yediğim en iyi yemeklerden birisiydi.pek konuşmadan yemeğimizi yedik. masayı da topladıktan sonra bana bir çocuk edasıyla;
-beraber sinemaya gidelim mi? ,dedi.
-bilmem, neden olmasın güzelim?
-peki ben hemen üstümü değiştirip geliyorum
yukarıya koşar adım çıktı.O'nun kıyafetlerini giyecekti muhtemelen. aşağıya indiğinde bükle bükle ve kısa kesilmiş sarı saçları, kırmızı montu ve kırmızı eteğiyle tarif edemeyeceğim kadar güzel görünüyordu. kolumu kaldırdım ağır hareketlerle koluma girdi, kapıyı kilitledik ve sinemaya doğru yürümeye başladık. Yolda havadan sudan konuşmuştuk. Oraya varına filmi seçme konusunu ona bıraktım. Eski bir romantik komedi tekrar vizyona girmişti. izlemiş fakat bir de benimle beraber tekrar izlemek istediğini söyledi. Biletleri aldıktan sonra salondaki yerlerimizi aldık.
O filmi izlerken ben derin düşünceler içindeydim. Başı omzumdaydı ve ona aşık olmadığımı biliyordum. Benim bir kadınım vardı. Sarışın sadece sevişmek içindi.Ama kadınlar şimdiye kadar bütün planlarımı bozdular. Yine aynısı olmuştu.Ben bunları düşünürken film ara vermişti. Orjinalliğini bozmamak için siyah-beyaz veriliyordu film. Siyah beyaz izlemekten nefret ettiğimi söyledim izlemememin nedenini sorduğunda. Farkına varmıştı demek. Kendisine aşık olmadığımı bilmiyordu fakat henüz.O zaten yapması gerekeni yapıp olabilidiğince avuçlarının içine almıştı beni. Film tamamen bitince ağır adımlarla eve doğru ilerledik.Eve gidince üstümüzü değiştirip direk uyuduk. Baya yormuştu gidiş-dönüş yolu bizi. Sabah uyandığımızda kapı açıktı...