+11
Evet, gelen kişi o gün benden hikaye satın alan sarışın bombaydı. Aman tanrım,bu ne mükemmellik. Fakat aşk veya sevgi benzeri bi duygu hissetmem söz konusu değildi. Sadece anlarsınız ya işte erkeklik hislerimi uyandırıyordu. Onunla sevişmekten başka bir ey düşünemiyordum. Elim ayağım titrer bir şekilde usulca kapıyı açtım ve elimle içeriye gelmesini ima eder bi hareket yaptım. Fakat o itiraz eder bir bakışla reddetti.
-Kusura bakmayın, içeri giremem çok acil bir işim vardı onun için gelmiştim fakat arkadaşım yok galiba evde.
-Evet, sizden önce çıktı.Bir işi varmış, bana da söylemedi.
-Neyse ben gidiyim ozaman.
-Yoo, hayır gitmeyin
-Nasıl yani?
-Yani diyorum ki ben yardımcı olabilirsem ne mutlu bana
-Aslında şey... evet olabilirsiniz sanırım. Fakat gideceğimiz yer biraz uzakta.
-Önemli değil bayan. Sizin gibi güzel bir hanımefendiye yardım etmezsem kendimi ömür boyu suçlarım
-Çok utandırıyorsunuz beni. Neyse buyrun hemen gidelim. işim çok acil
Bu konuşmalardan sonra hemen yola koyulduk. Gideceğimiz yer gerçekten de uzak olmalıydı çünki bacaklarımı hissetmemeye başlamıştım.
Sonra, sonra olan oldu millet. Kırmızı ışığı bekliyorduk. Birisi beklemek istemedi, koşarak karşıya geçmeyi denedi fakat feci bir şekilde bir arabanın altında buldu kendini.Biz dahil olmak üzere çevredeki herkes etrafına toplanmıştı.
Yerdeki adamın kıyafetleri pasaklı ve kirliydi.Bir çöp konteynırı kadar berbat kokuyordu. Sokakta bir iki kez görmüştüm bu adamı. Tahminimce evsizdi.Ve ölüm onu hak ettiği şekilde bulmuştu. Parasızsanız aciz bir şekilde ölmekten başka şansınız yoktur.
Sonuç olarak yaşam, ölmek için vardır.Ölüm ağlamak için. Ağlamak ise gülmek için. Yaşam tüm duyguları içinde barındıran bir bahçe gibidir.Ölüm ise bir duygular seramonisi. Fakat acı yaşamda da ölümde de en ağır basan duygudur.
Biz yolumuza devam ettik ve sonunda gitmemiz gereken yere ulaştık. Orda...