Bu kızın numarasını almam ayşe huurunun tadını kaçırmış olsa gerek sonraki günler bana bir daha mesaj atmadı. Ben hedefe kitlenmiş olmanın mutluluğu ile hiç giblemedim bile. Sonuçta köprüyü geçmiştim ve bir huur adayım vardı ve bu huur için diğer huurdan vazgeçebilirdim. Bu düşüncelerle bir kaç gün sonra numarasını aldığım kıza yani Ezgiye mesaj attım.
(b:ben, e:ezgi)
b: sanırım hala muhabbetim özlenmedi.
e: tam aksine kızlara söylicektim bende buluşmak için
b: ne gerek var şimdi onları da ayarlamak uzun sürer sen tamamsan hoş sohbete geliyorum.
e: hmm peki o zaman bekliyorum.

Bu mesajlasmadan sonra direk huurun yanında ışınlanmıştım. Gece yine klagibleşen o muhabbetlerle son bulacak gibi duruyordu. Ama öyle olamazdı.
Kızı bırakacağım yere yaklaşmışken arabayı yeniköyde ki o taşaklı otelin önüne çektim. Gelen geçen pek yoktu. Ezgi de bu durumdan hoşnut olacak ki hiç sesini çıkarmadı. Ben ciksi şarkılarımdan çalmaya başladım ve ikimizden de çıt çıkmıyordu. Listede çalan şarkı Beyonce - Drunk in love idi ve tam nakarat kısmında tutup kızı öptüm.
Şarkının etkisiyle mi yoksa av olma dürtüsü mü nedir bilmiyorum kız bu küçük öpücüğü ateşli bir öpüşmeye döndürmüştü. Bir anda delice öpüşmeye başladık. ikimizden de çıt çıkmayan o dakikalar yerini derin nefeslere ve ateşli öpüşmeye bırakmıştı. Kız belli ki deneyimliydi ben onu ele geçirmeye çalıştıkça alt dudağımı ısırıyor beni etkisi altına almaya çalışıyordu. Sonunda dayanamadım ve arka koltuğa attım kendimi. Ezgiyi kendime çektim öyle ateşliydi ki tek kelime etmeden devam ediyorduk. Altında mini bir elbise vardı ve kucağıma oturmuştu. Bu sefer hem dudaklarımda hissediyordum onu hemde çavuş beyin üzerinde aynı zamanda elimi vücudunda gezdiriyordum. Elbisesinin askılarını omuzlarından indirip göğüslerine doğru harekete geçmiştim. Bir elim belimde diğer elim göğüslerinde idi. Herşey çok güzel giderken bir anda off aşkım dedi. Sonra duraksadı ve...