/i/Korkunclu

Korkularımız yaşamımızı yönlendirir.
    başlık yok! burası bom boş!
  1. 26.
    0
    Üç kadın altında gıcırdayan tahtaların ve onun üzerinde ki beyaz halının üzerinde gergince yatıyordu. Düz beyaz tavana odaklanmış adeta bir hiçliğe bakıyorlardı. Oda havasız ve hafiften dezenfektan kokuyordu. Dışarıda araba sesleri hariç hiçbir ses yoktu. Gamze sessizliği severdi. Nadiren de olsa, onun kızını getiren oydu.

    10. 1302 sessizlik fark etmez. O her nefes alışında sadece acıyı fark edebilirdi.Çünkü akciğerlerinin büyük bir kısmını ameliyatlarda kaybetmişti.

    Dilek sessizliği, kafasının içinde ki bitmek bilmeyen çığlıklarıyla doldururdu. O çocukluğuna döner ve altıncı doğum günü için alınmış pembe balonu hatırlardı. Balon bileğinden kurtulur ve odanın tavanına uçar. Balon düşmeden önce neredeyse bir yıl boyunca orada kalır. O ne yazık ki zeminin üzerinde duran sönmüş bir balon parçası ve balon yere düşerken ağladığını hatırlıyor.

    Gamze diğer iki kadından hoşlanmazdı. O kadınlar hayatını daha zor hale getirdi. Akşam yemeğinde onların dikkat dağıtıcılığı meselesi üzerinde durulacağını söyledi.

    11. 1302 sevmediğim veya hoşlanmadığım şeyler. Artık duygu yeteneği kalmamıştı. Beyin fonksiyonları hala en iyi şekilde çalışsa da, bir fikir oluşturma konusunda yetersizdi.

    Dilek diğer kadınları severdi. Hayatında hiç kadın arkadaşı olmamıştı. Yıllar boyunca çok yalnızlık içerisinde büyüdü. O evden dışarı zar zor izin alarak çıkardı. Bununla başa çıkabilmek için kendisi ile bir ilişki geliştirmek zorunda kalmıştı. Kendi kafasının içerisinde, kendi kendine sürekli konuşurdu. Lisede çıktığı erkekler hakkında konuşuyor, dışarı çıkarken hangi kıyafetleri seçeceğini hatırlıyordu. O arada tatlı şeyler giyiyordu, çünkü tatlı bir kızdı. Şirin Dilek, balo Kraliçesi. Gökdeniz kadar.

    Tüm kadınlar soğuk bir ürperti hissetti.

    Tüm suç Gökdeniz’ indi. Başına gelen kötü şeylerden sürekli Gökdeniz sorumlu tutuluyor. Emredildiği zaman korkunç bir şekilde konuşanı en iyi Gökdeniz biliyor.

    Gökdeniz’in çok yumuşak saçları vardı. Dilek’in dikkatini ilk bu çekmişti. Sena’nin ince sarı saçları boynuna kadar uzanıyordu. Saçlarını okşamak, onlarla oynamak için uzatmıştı ama Gökdeniz bunu sevmezdi.Bu yüzden gececeleri o televizyon izlerkenken yanında kalırdı. Gül gibi saçlarını takip ediyor ve her nefeste yenik düşüyordu. O bunu çok severdi.

    Diğerlerinin yaptığı gibi Gamze’da otururdu. Gamze geçmiş hakkında düşünmek istemiyordu. Onun kızı eve gelmeden önce bitirmesi gereken işleri vardı. Gamze gelecek hakkında konuşmayı severdi. Daha fazla çocuk sahibi olmak ve daha özgür olmayı hayal ediyordu. Ne heyecan ama diğer kadınlar gibi arkadaşlarım olacak.

    Ama Dilek daima geri döner. Apartmandaki buzdolabının içerisinde ki kalıbın büyüdüğünü düşünüyor. Tertemiz bir tuval üzerinde yeşil küçük bir kıvılcım başladı ama zaman içerisinde büyüyerek, sanki bir kanat gibiydi. Çekmecelerin içinden renkleri değişerek, sürünerek çıktı. Mutfağa hiç gitmedi çünkü çok güçlü kokuyordu. O Gökdeniz’in kıza vereceği yemeklere çok güveniyordu.

    Gökdeniz ona yiyecek bir şeyler vermeyi severdi. Aslında, tek yaptıkları buydu. O kızı daha güzel yapmayı planladı. Ne kadar yemek yerse, o kadar güzel olurdu. Kız hızlıca 58 kilodan, 136 kiloya kadar çıktı. Kıyafetlerinin hepsi büyüdüğü için evde tamamen çıplak oturmaya başladı. Televizyon izlemek ve Gökdeniz’in eve gelmesini beklemekten başka yapacak bir işi yoktu ve her gün dahada genişlemiş gibi görünüyordu.

    12. 1302 olmayan anılar. O kız 18 yıl önce yaratıldı. Onun hatırladığı tek şey parlak ışıklar ve acı. Onun uzaktan teninin soyuluşunu izlediğini hatırlıyor. O midesinde ki yağların kaşıkla alınıp, metal bir tepsi üzerine koyulduğunu hissediyordu. Kafatasının içerisinde küçük bir delik açıldığını hatırlıyordu. Ama bu anılar çok uzak gözüküyor. Sanki başkasına olmuş gibi. Gamze’ya bunlar yapıldı ve dayandı, aynı diğer kadınlar gibi.

    Dilek diğer kızların nereye kadar dayanabileceklerini hatırladı. O zamanlar 180 kilo civarındaydı. Kilosu vücudunda ki kemikleri bozmuştu. Hareket ederken çok acıtıyordu. Tabi Gökdeniz onu o kilosuyla seviyordu. O bundan zevk alıyordu. Onun için aşk, kilosu ile sex yapmaktı. Onu hergün ziyaret eder, övgü ve kızarmış yiyeceklerle beslerdi. Dilek bu ilgisinden dolayı zevk alırdı.

    Elinden gelse Gamze, Dilek’i tokatlardı. Bir sürü vahşi şey yapardı. Cinayet hakkında neredeyse her gün fantaziler kuruyordu. Bir minivanla ona çarpmak veya kalabalık bir markette kızının boğazını kesmek gibi. O bu düşüncelerini hiç yapmadı. Kendini kontrol etmekte oldukça iyidir.

    13. 1302 daha iyisi bile olur. Eğer ona emredilirse, günler boyunca o köşeden kımıldamazdı. Ses çıkarmadan acısını kendi içinde yaşardı.

    Dilek’in kendini kontrol yeteneği yoktur. Ne zaman vücudu kraliçelere layık bir yatağa yatacak kadar büyürse, Gökdeniz onu yere sürüklerdi. Yine de yerde daha iyi kamera açıları olduğunu söylerdi. Günlük yetişkin siteleri için onu filme alırdı ve ona “Domuz Peggy” diye hitap ederdi. Dünyanın dört bir yanından hayranları vardı. Gökdeniz binlerce yaptı. Dilek onun söylediği her şeyi yaptı. Her ne olursa olsun onun istediği nesneleri kullandı. Gökdeniz’in evine davet ettiği yabancılarla birlikte yattı. Tamamen ona itaat etti. Birgün Gökdeniz gerçek bir domuz getirmiş ve onunla sex yapmasını emretmiş.

    Gamze onun kafasını yumruk manyağı yapmak istiyor. Elinde ki evlilik yüzüğünün kafatasından aşağı doğru inmesini, baskı yapmasını hissetmesini istiyordu.

    14. 1302 eğer kendine zarar verirse, kocası ne yapardı onu hatırlıyor.

    Gamze sakinleşir.

    Dilek bir el kadar yakınlaşır ve onun boynuna kadar olan sarı saçlarını hisseder. Kulaklarının arkasında ki dikiş izlerini hissediyordu.

    15. 1302 her parmak hareketlerinde keskin ağrılar yaşar. Gamze yalnız kalmak istemişti. Domuz olayından önce Dilek onun Gökdenizle tanıştığı gün, Gökdeniz’i öldürmesini istemişti. Gökdeniz önce sinirlendi ve onu satmakla tehdit etti. Yirmi birinci yüzyıl Amerika’sında bile, doğru fiyatları biçtiğin zaman o kadın senin olabilir.

    Dilek, Gamze gelmeden çok uzun önce ölmesi gerekiyordu.

    16. 1302 onu öldürmen gerekiyordu. Ama Dilek onu reddetti ve itti, o kadar nefret doluydu. Yani şimdi her üç kadın da bükülmüş, kırılmış, kanamış, organları iflas edecek duruma gelmiş, vücutları yeniden doğmuştur. Onlar şimdi ince ve Dilek değişmeden önceki kilosundan daha zayıf. Makyajları her zaman mükemmel bir şekilde yapıldı. Söyleneni yaptılar. Hatta Dilek bile yüksek sesle konuşacak kadar aptal değildi. Üç kadın aşağı merdivenlerden gelen ıslık sesini duydular.

    17. 1302 üzerinde ki bütün acıları bir kenara bıkarak kapıya doğru sürünür. Basamakların en üstünde durur ve ağağıdan gelen kocasına bakar.

    “Doktor veya bir şeye ihtiyacın varmı ? #1302 tatlı ve biraz dalgalı bir ses tonuyla sorar.

    “Aleyna yakında evde olacak, #1302. Gamze’ya ihtiyacım var.”

    Gamze gülümseyerek. “Evet, Barış?”

    Barış duygusal bir şekilde ona bakar. “Bu akşam köfte yapacaksın. Aleyna’ya arkadaşlarınla geçirdiğin günleri anlatacaksın. Okulu hakkında sor. Yemekten sonra, yeniden hamile kalmak için çalışacağız. Sabırsızlanıyorum”

    “Peki o halde, Barış.”

    Barış aynı eşi gibi merdivenlerden iner ve çeketini asar. “Gamze, sana otuz kürtaj yaptık. Eğer ana rahminden dışarı çıkarsa, benim eşim gibi farklı bir hastayı kullanmak zorunda kalıcam ve başarısızlığa tahamülüm olmadığını biliyorsun.”

    “Evet, Barış.” Gamze tatlı tatlı gülümsüyor.

    18. 1302 gözlerden paylaşılan yorgun bakışlar. Dilek ona karşı nefret kabarcıkları besliyor.

    Ona altıncı doğum gününde alınan, sönmüş balona odaklanmaya çalışıyor, ölüme bir adım daha yaklaşıyorsun.
    Tümünü Göster
    ···
   tümünü göster