+1
Elim bir başkasının eline değmeden, yüreğim başkası için çarpmadan, başkasını seni koyduğum yerde hayal bile etmeden sevdim.
Ben senin bana ulaşamayan kokunu, tutamadığım elini, duyamadığım gülüşünün sesini bile sevdim. Aramıza giren yollara ağız dolusu küfrederken, sonu sana varıyor diye o yolları bile sevdim.
insan bir insanı her şeyiyle sever mi? Ben her şeyimle, her şeyini sevdim. Gülüşünü, bakışını, kokunu değil tek. Yavan bunlar, geç bunları. Ben senin hiç sevilesi olmayan yönlerini sevdim. Seven insan sevdiğinde kusur görmez olur mu, görür de susar. Görür de görmezden gelir. Ben gördüm ve sarıldım kusurlarına. Ekgib gedik demeden sevdim seni. Şu defosuna rağmen yıllardır atmaya kıyamadığım siyah kazağımı sever gibi sevdim. Anlatırsam hafifler verdiğim değer diye yazmadım satırlarıma. Sır oldun, saklım oldun, gülüşüm oldun, kök saldın, bugünüm oldun, yarınım oldun. Sonra battın, kanattın, zonkladı acıdan resmen. Ama yazamadım. Yazsam ekgib kalacaktı. Anlatamayacaktım lügatımdaki kelimelerle. Sustum. Değerini içimde büyüttüm acıtsan da. Giz oldun.
Sevdicek dedim önce. Sahiplenemedim. Sahiplenip de kırılmaktan korktum. içimde sevgin büyürse, içimi delik deşik eder diye sevemedim. Ama elimde mi lan. Sevdim be. Kirpiklerinden burnunun kemerine kadar, saçının başladığı yerden parmaklarındaki nasıra kadar sevdim. Sevdiceğim dedim sonra. Benim. Benim sevdiceğim.
Ah ulan diyorum dalıp dalıp. Ulan köpek gibi sevdim be. Öyle delicesine, öyle çok. Yaktı be, diyorum. Geldi, içimde kocaman bir yer edindi, yaktı, yıktı ve gitti.
Şimdi söyle ben ah etsem, tutmaz mı benim ahım? Mutsuzluğundan kahrolmanı istemem. Kin tutmam, nefret etmem. Ama istemiyorum benim kadar çok seven birini bulmanı. Durup durup kendime biz severken nerde yanlış yaptık üstat demeyi istemiyorum. içim kıyılır benim kadar seven birine gönlün düşerse. O zaman kendimi de affedemem. Beddua değil bu. Mutlu olasın, seni benden az sevenlerle. Benim kadar seven olursa da bir ömür hasret kalasın.