+7
1. cumhuriyet ilanı sonrası uluslararası davetlilerle dolu pera palas balo salonunda yugoslavya kralı ve atatürk arasında
yemek yenmiş ve şömine başında sohbet edilmekte.
yugoslavya kralı : mirim sizin bu zaferden önce ingilizler, yunanlar, fransızlar hep gelip bize yalvardılar sizde türklere karşı savaşa girin diye.. ama biz... girmedik..
atatürk : (yerinden kalkar.. kralın yanına kadar gider.. elini sıkar.. ve gözlerinin içine baka baka... ) "verilmiş sadakanız varmış, geçmiş olsun ekselansları" der.
2. ingilizler mustafa kemal'in çanakkale'deki ününü duymuşlardır, kendisiyle tanışmak üzere onu masalarına kahve içmeye davet etmek isterler ve bunu şef garsonun aracılığıyla ona iletirler.
atatürk'ün garsona cevabı şu olur. "bizim geleneklerimize göre daveti ev sahibi yapar. onlar her ne kadar işgal kuvveti komutanları iseler de, ne de olsa misafirdirler. günün birinde gideceklerdir. bu nedenle benimle kahve içmek istiyorlarsa benim masama gelsinler... "
3. morgan freeman'a bir röportajında sorulur:
"shawshank redemption filminde zenci bir mahkumu oynadınız."
sorunun devamı gelmeden freeman muhabirin sözünü keser:
"ben zenci bir mahkumu oynamadım. ben zenciyim ve bir mahkumu oynadım."
4. 11 eylül saldırısını müteakiben müslüman kelimesine kin bilenirken muhabirin biri muhafazid ali'ye;
- teröristlerle aynı dine mensup olmaktan dolayı ne hissediyorsunuz? diye bir soru yumurtlar.
- siz hitler'le aynı dine mensup olmaktan ne hissediyorsunuz?
5. Churchill, avam kamarasında konuşurken, muhalif partiden bir kadın milletvekili,
Churchille kızgın kızgın şöyle seslenir:
- "Eğer, karınız olsaydım, kahvenizin içine zehir karıştırırdım."
Churchill, oldukça sakin kadına döner ve lafı yapıştırır:
- "Hanımefendi, eğer karım siz olsaydınız, o kahveyi seve seve içerdim."
6. Sokrates ve eşi bir türlü iyi geçinemezlermiş . Bir gün eşi
Sokratese verip veriştirmiş, ağzına geleni söylemiş. Bakmış
kocası hiç bir tepki göstermiyor; bir kova suyu alıp başından aşağı boşaltmış. Sokrates, gayet sakin:
- "Bu kadar gök gürültüsünden sonra bir sağanak zaten bekliyordum" demiş.
7. Bernard Shaw ile Churchill hiç geçinemez ve sık sık
birbirlerini iğnelermiş. Bernard Shaw, bir oyununun ilk gecesine,
Churchilli davet etmiş ve davetiyeye de bir pusula iliştirmiş:
- "Size iki kişilik davetiye gönderiyorum. Bir dostunuzu alıp
gelebilirsiniz. Tabii dostunuz varsa." Churchill, hemen cevap
göndermiş:
- "Maalesef o gece başka bir yere söz verdiğim için oyununuzu
seyretmeye gelemeyeceğim. ikinci gece gelebilirim, tabii oyununuz ikinci gece de oynarsa."
8. Bir gün Eflatun, talebelerinden birini kumar oynarken yakalamış ve şiddetle azarlamış. Talebesi:
- "iyi ama ben çok az bir paraya oynuyordum" diye itiraz edecek
olunca Eflatun cevap vermiş:
- "Ben seni kaybettiğin para için değil, kaybettiğin zaman için azarlıyorum."
9. Dünya nimetlerine ehemmiyet vermeyen yaşayış ve felsefesiyle
ünlü filozof Diyojen, bir gün çok dar bir sokakta zenginliğinden başka hiçbir şeyi
olmayan kibirli bir adamla karşılaşır. ikisinden biri
kenara çekilmedikçe geçmek mümkün değildir. Mağrur zengin, hor gördüğü filozofa:
- "Ben bir serserinin önünden kenara çekilmem" der. Diyojen,
kenara çekilerek gayet sakin şu karşılığı verir:
- "Ben çekilirim."
10. Meşhur bir filozofa:
- "Servet ayaklarınızın altında olduğu halde neden bu kadar
fakirsiniz?" diye sorulduğunda:
- "Ona ulaşmak için eğilmek lazım da ondan" demiş.
11. Kulaklarının büyüklüğü ile ünlü Galile ye hasımlarından biri:
- "Efendim" demiş, "Kulaklarınız, bir insan için biraz büyük değil mi?"
Galile: - "Doğru" demiş, "Benim kulaklarım bir insan için biraz
büyük ama, seninkiler bir eşek için fazla küçük sayılmaz mi?"
12. Bir toplantıda, bir genç Mehmet Akif'' i küçük düşürmek ister:
- "Affedersiniz, siz veteriner misiniz?" Mehmet Akif hiç istifini
bozmadan şöyle yanıtlamış:
- "Evet, bir yeriniz mi ağrıyordu?"
13. Yavuz Sultan Selim, birçok Osmanlı padişahı gibi sefere
çıkacağı yerleri gizli tutarmış. Bir sefer hazırlığında, vezirlerinden biri
ısrarla seferin yapılacağı ülkeyi sorunca, Yavuz ona:
- "Sen sır saklamayı bilir misin?" diye sormuş. Vezir:
- "Evet hünkarım, bilirim" dediğinde, Yavuz cevabi yapıştırmış:
- "iyi, ben de bilirim."
14. Bir filozofa sormuşlar: - "Şansa inanır mısınız?" Filozof:
- "Evet, yoksa sevmediğim insanların başarılarını neyle
açıklayabilirdim. "
15. Ghandi'ye sormuşlar, "batı medeniyeti hakkında ne düüşünüyorsunuz" diye.
"Olsaydı iyi olurdu" demiş.