/i/Siyaset

Saygı Çerçevesinde Özgür Siyaset Platformu
  1. 1.
    0
    ANKARA NÜMAYiŞi

    Savcının hakkımdaki iddialarının en garibi Ankara nümayişini hazırladığım hakkındaki sözleridir. Duruşmada elbette anlaşılmıştır ki bu nümayişi hazırlayan ben değilim. Yaradılışım ve seciyem buna elverişli değildir. Ankara’ya gittiğim zaman, nümayişe iştirak etmiş olanlardan yalnız Cemal Oğuz’u tanıyordum. Tanıdıkları ve avukatları ziyaret ederek, bana gelen yüzlerce gençle konuşarak geçen zamanda bir nümayiş hazırlamak bu kadar kolay mıdır? Bu gençleri, farzumuhal bir nümayişe tahrik etsem, beni sabahtan akşama kadar kontrol eden polisler farkına varmaz mıydı?

    13 Teşrinisâni 1944 tarihli duruşmada Cemal Oğuz, Tevetoğlu’na yazdığı bir mektuba dair söz söylerken: “Atsız’la Sabahattin Ali’nin dâvâlarına ait duruşma sırasında ıslık çalmak suretiyle Sabahattin Ali’ye ve onun şahsında bütün komünistlere karşı tezahüratta bulunacağımızı da yazmıştım” diyor. Bu mektup, son tahkikat kararının 15”inci sahifesinden anlaşıldığı üzere 21 Nisan 1944’te yani ben Ankara’ya gitmeden önce yazılmıştır. Nümayiş muhakkak bir kararla yapıldıysa görülüyor ki bu karardan benim haberim yoktur. 2 Mayıs 1944 günü nümayişi yapmak için Cabbar, Sait, Cemal Oğuz ve benim aramda verilmiş karar Sebat Oteli’nde, savcı Kâzım’ın hayâlhanesinde hazırlanmıştır. Nitekim bu husustaki iddiasında da zapt ü rapt yoktur:

    1- Son tahkikat kararının 14”üncü sahifesinde Cabbar’la Sait’in idaresinde toplanan ve adları tespit edilen 15 kadar gencin Samanpazarı’nda toplanarak nümayiş kararlaştırdıklarını söylemektedir.

    2- Son tahkikat kararının 15”inci sahifesinde nümayişin Kadastro Okulunda hazırlandığını iddia etmektedir.

    3- Diğer taraftan nümayişin Sebat Oteli’nde dört kişi (ben, Sait, Cabbar, Cemal) arasında hazırlandığını ileri sürmektedir.

    4- iddianamede ise Sait’i bu komplodan çıkararak nümayişin üç kişi (ben, Cabbar, Cemal) arasında hazırlandığını ispata çalışmaktadır.

    Duruşmadaki ifadelerinde Cabbar, Sait ve Cemal Oğuz benim nümayişle hiçbir ilgim olmadığını söylediler. Şahit Osman Yüksel ve Nezahat da bunları teyit ettiler. Yalnız Ülker aleyhime ifade verdi. Bununla beraber bu ifadenin de inanılır bir tarafı olmasa gerek. insan ilk defa gördüğü bir genç kıza “şimdi size bir sır vereceğiz” diyerek hazırlamakta olduğu suçu haber verir mi? Ülker’in nasıl bir tesir altında bu ifadeyi verdiğini belirtmek için mahkemeye şu hakikatî söylemeye macburum: Ülker ve Nezahat âmme şahidi olarak gösterildikleri hâlde hakikatte Ankara’da tevkif olunarak Istanbul’a getirilmişler, fakat Nezahat’in askerî hâkim olan babasının hususî müdahalesiyle serbest bırakılmışlardır. Bununla beraber serbest bırakılma karşılığı olarak istenilen şekilde ifade vermeye icbar edilmişlerdir. Ülker, mahkeme huzurunda verdiği ifadede Istanbul’da bir otelde kaldığını söylediği hâlde Emniyet Müdürlüğünde kalmış ve mahkemeye polis nezareti altında gelmiştir. Bunun mânâsını takdir akl-ı selime aittir.
    Tümünü Göster
    ···
   tümünü göster