-
76.
+3 -1Ben de sıkılmıştım açıkcası. Ramazan çavuş ardı arkası gelmeyen övünmelerini sürdürürken, ben Nurcan'ı nasıl giberim hesabı yapıyordum. Sanki Nurcan telepati yoluyla düşüncelerimi okumuş gibi geldi yanımıza. Babasının gömlek cebinden sigara paketini çıkarıp bir tane kendine aldı, bize de ikram etti. Biz de yeni söndürdüğümüzü söyledik. Nurcan sigarasını içerken, babasına Almanca birşeyler söyledi. Nurcan'ın ne dediğini anladım, ama belli etmedim. Nurcan Babasına, (Bu çocuk çok tatlı, işte beni bununla evlendirirsen evlenirim!) demişti. Babası da ona Almanca, (Tamam kızım, halledeceğim!) dedi, sonra bana, "Haruncuğum kusura bakma, Nurcan'ın Türkçesi pek iyi değil de ondan benimle Almanca konuşuyor! Köyde sıkılmış, biraz gezip dolaşmak istiyormuş, onu söyledi demin!" dedi.
Niyetlerini anlamıştım, ama bu arada bana da Nurcan'ı gibmek için bir fırsat çıkmıştı. "Ben gezdirebilirim Nurcan'ı, tabii sizin de müsadeniz olursa?" dedim. Ramazan çavuş da kızına sormadan, "Tabii tabii evladım, gidin gezin dolaşın eğlenin, konuşun, hem birbirinizi tanımış olursunuz!" deyip, arabasının anahtarlarını uzattı Nurcan'a. Nurcan da babasının yanağına öpücük kondurup, melez bir Türkçeyle, "Aslan Papa!" deyip anahtarları aldı ve "Al, sen kullan!" diyerek bana verdi. Arabanın başına vardığımızda, "Bak buraya basacaksın!" diyerek elimdeki anahtarın kumandasına bastı, kapıların kilidini açtı. Nurcan sağ tarafa geçip arabaya binerken, babası, "Haruncuğum bir saniye gelsene, az kalsın unutuyordum!" dedi. Yanına vardığımda, cüzdanından 5-6 tane 100 Euroluk banknot çıkarıp, banknotları dürdü büktü gömleğimin cebine soktu, "Kızım nereye istiyorsa zütür gezdir, para problem değil!" dedi. Bozulduğumu belli etmemeye çalışarak, teşekkür ettim.
başlık yok! burası bom boş!