-
26.
+9Çok geçmeden annemin sesi duyuldu karanlık bahçeden, galiba birileri daha vardı yanında, onlarla konuşuyordu. Az sonra onlar da verandanın önünde göründüler. Annemin bir koluna Zeynep, diğer koluna da Fidan girmişti. Doğrusu onların geleceğini hiç beklemiyordum, tam sürpriz oldu bu. Onlara da, "Hoş geldin!" deyip, tokalaştım. Tokalaşırken Fidan elimi kuş gibi hafif tuttu ve hemen çekti elini. Gözlerime de bakmamıştı. "Hoş bulduk Harun abi!" demesi ise beni daha çok şaşırtmıştı. Annemin herşeyi anlamasından korkuyor gibi bir hali vardı sanki. Yada aklı sıra, anneme, ne kadar ağırbaşlı, nekadar hanım hanımcık bir kız olduğu imajını vermeye çalışıyordu kurnaz şey! Hem ne diye annemin koluna girmişlerdi ki? Belki de akılları sıra, onları birdaha gibmeyeyim, veya resimleri kimseye göstermeyim diye anneme sığınmışlardı? Zeynep'le tokalaşırken, orta parmağımla avucunun içini birkaç kez kaşıdım. Zeynep hemen bakışlarını yere dikerek elini çekti ve "Hoşbulduk Harun!" diyerek içeri geçti.
Bizim köyde, hala oğulları, amca oğulları ve arkadaşlar arasında (Tokalaşırken avuç içi kaşıma) hareketinin anlamı çocukluktan beri bilinir. Bu hareket (Seninle gibişmek istiyorum!) anldıbına gelir. Orta okuldayken bir keresinde halamın oğlu Vedat yapmıştı bu hareketi bana. Ben de, "gibtir dıbına koduğumun çocuğu! Senin ananı bacını giberim, ben muallak miyim lan!" diyerek yumruğu yapıştırmıştım. Vedat ise, "Şaka yapıyorum oğlum, valla da billa da şakaydı!" diyerek kıvırmaya çalışmıştı. Şaka olduğunu yememiştim tabii. Çünkü Vedat'la daha önce bizim bodrumda ferre dergilere bakıp 31 çekerken, bir keresinde sormuştu, "Birbirimizi gibelim mi?" diye. Ozaman yumruk atmasam da, lafla terslemiştim. Daha sonraları da kulağıma bir söylenti gelmişti, Vedat teyzesinin oğluyla gibişiyor diye...
başlık yok! burası bom boş!