0
Cevap
1) Hz. Aişe'nin 14 yaşında evlendiği doğru. Ancak 18inde zifafa girmiştir. Bir kadın 14 yaşında adet görebilir ki görmediğini varsayalım, zaten 18 yaşında tam anlamıyla evlendi.
2) Aynı ayetlerden bahsediyoruz. Söylediğin ayette "hafifçe, sınırları aşmayacak şekilde" ibaresi var. Yani alın öldüresiye dövün demiyor. Ayrıca kastettiğim hadis Kuran ile çelişmemekle birlikte demek istediği haksız yere karısını döven. Anlamadığın şey okuduğun ayet ve hadislerde görünenden fazlası var. Ve bunu sadece meal okuyarak ya da Türkçe çevirisine bakarak anlayamazsın. Elmalılı Hamdi Yazır'ın tefsiri var. Öneririm.
3) Hissen davranmak ne demek bunu anladığını zannetmiyorum. Kadın başka bir erkeğin baskısı altında kalarak şahitliğini değiştirebilir. Çünkü kuvvet açısından erkek kadından üstündür. Hatırlatmak dediği şey unutan birine hatırlatmak değil nitekim biri bir olaya şahit olduğu zaman o olayı unutmaz değil mi? Başkasının baskısıyla yalan söylerse onu uyarsın manasında. Yani bunun hafızayla falan alakası yok.
Ayrıca islam kadına çalışamazsın demez. Belli şartlar halinde çalışabilirsin der. Ki peygamber eşleri de çalışıyorlardı. Ancak kadının malının ev geçindirmede sorumluluğu yoktur. Sözgelimi kadın bir ayda istediği gibi kazansın bunu kendine saklayabilir. Ancak erkek ev geçindirmede sorumlu. Bu şartlar dahilinde zaten kadın ve erkeğin mirasta eşit pay almaları doğru değil.
4) Şu sözlükte girilen 10 tane entrynin 9u kadının cinsel obje olarak görüldüğünün kanıtıyken sen Kuran'da yapılan teşbihe mi takıldın? Şu an ki konuşma tarzımıza ağır kaçtığını düşünebiliriz ancak sadece benzetme yapılmış. Dediğin gibi islam kadını cinsel obje olarak görseydi açılıp saçılmasını emrederdi. Zinaya teşvik olurdu.
5) Bu kadının kendi tercihi diyorum. Eğer isterse evlenirken bu şartı sunabilir. Sunmadıysa gelip de buraya kaç vaka vardır bilemem demen çok saçma. islam bu hakkı tanımış. Yapmayan kadınlar için islam'ı suçlaman ne kadar mantıklı? Erkeklerin 3 kere boşol diyip kadını evden attığı vakası da günümüzde fazla yaşanmayan bir vaka. Eskiden böyleymiş çünkü kanun yokmuş. Erkekler de haybeye kadına 3 kere boşol diyip evinden barkından etmiyorlarmış. Günümüz şartlarında boşanmalar yahut evlenmeler ani kararla gerçekleştiği için medeni kanunda bununla ilgili düzenleme yapıldı. Farkındaysan sadece iki taraf da istiyorsa tek celsede boşanabiliyorlar. Israrla anlamak istemediğin şey islami bazı kuralların dönemden döneme etkisinin arttığı ya da azaldığı. Cahiliye döneminde kadınları diri diri gömmek, istediği kadına istediği anda sahip olmak gibi şeyler de vardı.
6) Allah köleliğin birden kaldırılmasını emretseydi, bu köle ticareti ile uğraşan Arabistan için büyük problemlere yol açardı. O yüzden düzenleme getirilmesi uygun görüldü. Ve yavaş yavaş kaldırılması için de önlemler alındı. Eğer köleler ile ilgili hiçbir düzenleme getirilmeseydi, onlara eziyet edilmeye devam edilecekti. Ama islam onlara haklar tanıdı. Bir köle isterse bedelini ödeyerek serbest kalabiliyordu ki sana karşı savaşıp esir alınan biri için fazlasıyla adil bir uygulama. Eğer emredildiği gibi davranılsaydı kölelik çok çok daha önceden kaldırılabilirdi ancak Araplar bu konuda hassas olmadılar.
Ayrıca savaşta Müslümanlar da esir alınıyordu. Biz esir almayıp serbest bıraksaydık denge oluşmayacaktı. Biz kuvvet kaybedecektik. Aynı zamanda aldığımız esirlerle Müslüman esirler takas yapılıyordu ve böylelikle Müslümanlar serbest kalıyordu. Yani esirlikte insanlık dışı hiçbir şey göremiyorum. Hem de islamiyetle onlara bu kadar hak tanınmışken.
Cariyelik konusuna gelince islamiyetten önce Araplar kadınları alır onlara tecavüz eder ve ister bırakır isterse eziyet etmeye devam ederlerdi. islam ise alınan cariyenin yetiştirilip azat edildikten sonra onlarla evlenilmesini teşvik etti. Her ne kadar cariyelerin ganimet olarak görülmesi bize saçma gelse de islam o an ki durumu daha iyi bir hale getirmiş ve hem köleliğin hem de cariyeliğin bitmesini sağlamıştır.
Evli cariye ya da evli köle diye bir şey yoktur. Kadın ya da erkek esir alındıktan sonra nikahları düşer. Ancak ikisi birden esir edilirse eski nikahları geçerlidir. Kadın esir alındıktan sonra iddet müddetinin geçmesi beklenir, geçtikten sonra kim tarafından esir alındıysa artık ona helaldir.
8)-9) Daha öncede söylediğim gibi islam tek eşlilikten yana olmasına rağmen o zamanın şartlarına göre erkekler birden fazla kadınla olduklarından dolayı, Allah Müslümanlar da birden fazla evlenebilirler ancak belirli şartları yerine getirirlerse demiş. Zaten erkekler zamanla bu şartları yerine getiremediklerinden dolayı evlenememişler ve çok eşlilik ortadan kalkmıştır.
11) Aklen ve dinen noksan; gerizekalılık ya da dinsizlik manasında değildir. Aklen noksan için şu açıklama yapılmış; Hükümler çoğunluğa göredir. Bu gün yüzde doksan aile bireyleri, erkek ve kadın olarak, kadınların daha alıngan, daha sabırsız, daha duygusal, işine gelmediği zaman, bazı iyilikleri, güzellikleri -bile bile- inkâr etmeye daha meyyal, ufak meseleleri bile büyütüp problem hâline getirmeye daha yatkın olduklarını söylemiştir. işte, duyguların öne çıktığı bir durumda, akıl devreden tamamen veya kısmen çıkar. Bu da aklın noksanlığı olarak ifade edilir. Çünkü kadın annelik iç güdüsüyle yaratılmıştır ve tamamen akılcı olması beklenemez.
Dinen noksan ise lohusa yahut adet günlerinde kadınların ibadet yapamaması. Ki erkeklerin böyle bir durumları yoktur.
12)Hz. Peygamber (asm) çok yaygın bulunan "kadın dövme olayını" yasaklamış, birden gelen bu kesin yasaklama alışılan düzeni bozduğu için(cahiliye döneminde kadına yapılanla ortada) bilahare "evlilik hukukuna riayet etmeyen kadına karşı son çare olarak ve hafif olmak şartıyla" izin vermiştir; ancak kendisi ömrü boyunca eşlerine bir fiske vurmamış.
Velileri tarafından sevmedikleri, istemedikleri kimselerle evlendirilmiş kızlar ve kadınların nikahlarını Peygamberimiz (asm) iptal etmiştir. Kendi kızı Hz. Fâtıma, kocası Ali'nin ikinci evliliğine razı olmamış, O da (asm) kızının tarafını tutmuş, damadına "ya Fâtıma'yı boşamasını yahut da ikinci evlilikten vazgeçmesini" söylemiştir. Zaman zaman Hz. Fâtıma ile kocası tartışmışlar, küsmüşlerdir; bu durumda Sevgili Babası kızına "sana melekler lanet eder, hemen barış, dediğini yap" buyurmamış, Hz. Ali karısını dövmeye kalkışmamış, Peygamberimiz (asm) aralarına girerek onları barıştırmış, normal evlilik hayatına dönmelerini sağlamıştır.
islam'da dövmek bizim anladığımız mana da değil. Kuran ölesiye dövmeyi ya da can yakmayı haram kılmıştır. Kastettiği hafifçe canını yakmadan vurarak onu yaptığı kötülükten dolayı utandırmak. Ki zaten müslümanın müslüman yüzüne vurması haram olduğu için tokat atmak da yasak. 3 darbeden fazla olmamalı ve mendil gibi bir şey ile vurulmalı. Amaç onu utandırmak ve yaptığı kötülüğü anlaması. Ki bence de hoş değil Hz. muhafazid' de hiçbir eşine vurmadı. Tercih edilmek zorunda değil yani.
Yani nikahın getirdiği haklara uymayan kadına, dinin cevaz verdiği hudud içerisinde vurulmuşsa, kocasına sormayın diyor. Kocası kadını öldürsün de yine de sorulmasın demiyor.
13) Birincisi hadisin aslı fitne bırakmadım değil fitne sebebi bırakmadım.
ikincisi fitne kelimesinin esas anlamı şu an Türkçe'de kullanılan anlamında değildir. Fitne kelimesi esasen sınav anldıbına gelmektedir. Yani hadiste kadınlardan başka sınav sebebi bırakmadım deniyor.
Üçüncüsü bu hadisi savaşa gitmek isteyen kocasını sen ölürsen ne yaparız diyerek göndermeyen kadına, ya da hayır işlemesine mani olan kadına dikkat çekmek için söylemiş. Aynı zamanda israiloğullarının arasında çıkan ilk fitnenin kadın yüzünden olmasına dikkat çekerek erkeklerin kadınlara kapılmaması gerektiğini söylemiştir.
"En yüksek sevgilerini Allah'a tahsis etmeyip de kadınlara tahsis etmiş olanlar, şeytana aldanmaktan ve ona kul olmaktan kurtulamazlar Nitekim; ‘Kadınlar şeytanın ağlarıdır.’ (Nehc-ül Fesaha, 1/635, bu hadisin sıhhat konusu hadis alimlerince tartışılmaktadır) denilmiştir. Şeytanlar başka yol ile aldatamadıklarını en çok kadınla aldatırlar."
Nitekim Osmanlı Devleti'nde bile kadınların son zamanlarda devlet işlerine gerekenden fazla karışmaları sebebiyle birçok problem yaşanmıştır.
Burada bütün kadınlardan bahsetmeyip erkeği, kadınlığı ile kullanan, onları kandıran kadınlardan bahsetmiştir.
Tümünü Göster