-
501.
+12Akonla yataklarımızı topladık, eşyalarımızı katlayıp dürüp bohçalarımıza koyduk. Biz gittiğimizde daha kimse yoktu. Sonrasında diğer çocuklarda gelmeye başladı. Onlarda yataklarını topladılar, bohçalarını hazırladılar.
Akonla ben erken geldiğimizden toplanma işimizde erken bitmişti. Akon bana dönerek gözüyle çıkalım işareti verdi. Az bir süre sonra odadaki devşirmeler birbirlerinden ayrılacağından dolayı Akon diğerlerini beklemek istememişti. En azından bu hareketini buna yormuştum. Çünkü geldiğimizden beri sadece bana değil tüm odadakilere abilik yapmıştı fakat artık ayrılık vakti gelmişti.
Hareketlenmiş odadan giderken "Akon" diye bir ses işittik. Arkamızı döndüğümüzde ilk geldiğimiz gün yatak kapışması yaptığımız Yunan asıllı Dimitris'in seslendiğini anladık. Dimitris Akon'un yanına yaklaştı. Ve elini uzatıp tokalaşmak istedi. Yunanca bir kaç cümle sıraladıktan sonra başını hafif öne eğerek sanki saygı ve minnetini belli etmek istiyordu. Evet Akon gerçekten büyümüş ve küçülmüş biri gibiydi bir liderdi, bir ağabeydi. Bunu odadakilerde anlamıştı. Ve ona, Dimitris'in saygı duyduğu gibi saygı duyuyolardı. Şu koğuşta bir kaç günlüğüne beraber kalmış olsakta kimse tatsız ayrılmak istemiyordu. Akon'da onun elini sıktı. O da başını ileri geri sallayarak sılavca teşekkürlerini belirtti.
Çocukluk saflıktı. Çocukluk adı gibi sabilikti. Ve çocukken birbirmize kin tutmazdık. Akon ile Dimitris de farklı milletlerden de olsa çocuktu ve saftı. Ailesinden ayrı kalmış bu iki çocukta yeni yakınlarının, yoldaşlarının birbirleri olduğunu biliyordu. Ve gitmeden önce birbirlerinin saygısını ve sevgisini kazanarak ayrılıyorlardı.
Daha sonra Akon ile ben hemen ayrılmayıp diğerlerini de bekledik. Aşağıya, avludaki kura çekimine odadaki tüm devşirme çocuklarla beraber indik.
başlık yok! burası bom boş!