+48
-14
5,4,3,2,1 sıkı tutunun! Pardon unutmuşum, hikayeyi baştan anlatmam gerek sanırım.
Yıl 2070, tabi siz teknolojinin geliştiğini düşünüyorsunuz. insalar yer kaynaklarını ele geçirmek için birbirini ezdi. Savaştan geçilmedi. Nerdeyse yerimizde saydık desek doğrudur. Konumuz bu değil. Ben baştan anlatıyım;
9 yaşındaydım, ama her şeyi hatırlıyorum. Nasıl unutulur ki! Sabah erkenden uyandırılmamla başladı hikaye. Babam her zaman zeki olduğumu düşünür. Tek kelime etmeden yola koyulduk. Erafıma baktığımda insanlar telaş içindeydi napıcağını şaşırmış bir şekilde yere bakıyorlardı. 2 saatlik yolun sonunda vardık. Son görüşmemiz olduğunu bilmiyordum. Son sözleri de şunlardı; "Oğlum unutma, karşına çıkan zorlukları zaten aşıcağını biliyorum. Tek bilmeni istediğim şey; seni seviyorum" ve beni büyük bir kapının önünde bırakarak arabasına bindi ve uzaklaştı. Ağladım, çok ağladım. Biraz sonra büyük kapı yukarı doğru açıldı. Adımı sordular. Konuşucak durumda değildim. Bir kadın geldi. Detayları hatırlamıyorum ama çok şefkatli olduğunu söyleyebilirim. Beni bir odaya zütürdüler ve bana testler yaptılar. Bir kaç dakika sonra konuşmalarıno duydum; "Çocuk aradığımız özelliklerin çok daha fazlasına sahip". Sonrasında uyuya kalmışım.