Bu kız nasıl tek başına cesaret edip buralara kadar gelir dedim kendi kendime. onunla tekrar konuşmak istiyordum.bir bahaneyle odasına çıkıp konuşmalıydım ama türkçe bilmediği için ingilizce konuşacaktım. işlerimi bitirdikten sonra odasına yol aldım.oda servisi diyecektim.ben istemedim dese bile yanlış getirmişim diyip, konuşmaya çalışacaktım. kapısını çaldım kim o dedi.oda servisi dedim. kapıyı açtı. beni görür görmez yanlış getirmişsin dedi gülümsemeyle. bende hafif gülerek özür dilerim rahatsız ettim dedim. tekrar gülümsemeyle, önemi yok dedi. isterseniz sizede birşeyler getirebilirim dedim. ismimi sordu emir ben memnun oldum efendim dedim. bende memnun oldum emir dedi gülümsemeyle. öyleyse bana waffle getirebilirmisin emir çok severim dedi.ne demek hemen getiriyorum efendim dedim. aşşağıya indim. ingilizcem biraz iyi olduğundan pek zorlanmıyordum onunla konuşurken.her geçen gün dahada sevmeye başlıyordum Anouskayı.