bir gün Akçakoca da köydeyim babamla oturduk televizyon izliyoruz. Filmde aksiyon filmi bayıla bayıla izliyoruz. O sıralarda ev tahtadan, tuğladan bildiğiniz köy evi. Tuğlaların arasına eşşek arıları yuva yapmış. Babamda, bende genelde böceği bile öldürmez selpakla vs. alıp dışarı atarız.

Her canlının ekolojik sistemde bir yeri, görevi olduğunu düşünüyoruz. Biz o 1 tane böceği bile öldürsek ekolojik sistemde bir ekgibliğe neden olabilir, doğanın döngüsünde bir şey değişebilir.

Neyse film izlerken mutfak camından 4-5 tane eşşek arısı lambanın trafında dönmeye başladı. Başlarda dönsünler bişey olmaz dedik fakat bir süre sonra rahatsız etmeye başladılar. Bende 17 yaşında falanım biraz korktum sokar diye. Dedim baba bu böyle olmayacak bir şekilde çıkaralım rahatsız oldum filmi izleyemiyorum. Camı açtık çıkmıyorlar. Antrenin ışığı yaktık salonun ışığını söndürdük gelmiyorlar. Camdan dışarı çıktık telefonla flaş açtık gelmiyorlar. Artık o arıların görevi orda ölmekmiş dedik bir adet terlikle babam vurdu hepsine ilk 3 ünü bulduk attık. 1 tanesini ara tara yok bulamadık bir türlü. Neyse ölmüştür filmi izleyelim, film bitti sonunu görelim bari dedik. Oturmamla kalkmam bir oldu. Oturduğum yere düşmüş oturmadan önce baksam da göremedim. Koltuk desenliydi. Desenlerin arasında kaybolmuş. Sokar sokar diye korktum geldi kıçımdan soktu beni.

O arının doğada ki görevi beni kıçımdan sokmakmış. O gün bu gündür kıçımın bir tarafı hep bana büyük gelmiştir.