/i/Hikaye

Herkesin bir hikayesi var, ya senin hikayen nedir?
  1. 1.
    +26
    Geçmiş vakitlerin birinde alimin biri, boğazın öbür yakasına geçmek için bir sandalcının yanına gelerek ona sorar:
    – Karşıya geçirmek için ne kadar para alıyorsun?
    – Garşuya bir liraya geçürüm efendü.
    Alim, sandalcının bu bozuk Türkçe ile verdiği cevabı beğenmez.
    – Bu ne biçim konuşma böyle? Yoksa sen dilbilgisi bilmiyor musun?
    – Yok ağam, güççükken haytalık ettük, okuyamaduk!
    – Tüh, yazık sana! Desene gitti hayatın dörtte biri!
    Bir müddet gittikten sonra dil alimi tekrar sorar:
    – Allah bilir şimdi sen, matematik de bilmezsin!
    – Yok beğüm! Onu da bilmem! Dedik ya, güççükken haylazluktan okula gidemedük!
    – Tüh yazık, yazık! Hayatının dörtte biri daha boşa gitti!
    Bir müddet daha yol aldıktan sonra alim, tekrar sorar:
    – Sakın fizik ve kimya okumadum deme!
    – Belki hayatımın dörtte birü daha boşa getti; ama o dediklerini de bilmem efendü, vaktinde öğrenemedük işte!
    – iyi de sandalcı! Dilbilgisi bilmezsin; matematik, fizik ve kimya da bilmezsin; sen ne diye yaşarsın?
    Bu arada hava bozulmaktadır. Sandalcı büyük bir fırtınanın geleceğini anlar. Alime sorar:
    – Efendü, yüzme bilüsünüz deel mi?
    Dil alimi, sandalcının bu sorusundan endişeye düşer, bir korkudur başlar. Sandalcıya yalvaran gözlerle cevap verir:
    – Sandalcı ağa! Ben yüzme bilmiyorum! Çocukluktan beri o ilmi öğren, bu ilmi öğren derken yüzme öğrenmeye fırsat bulamadım.
    – Aha! N’apcan şimdi! Şimdiden başla dua etmeye! Çünkü gittü hayatunun dörtte dördü!

    Bildikleriyle övünen insan, bilmediklerinden dolayı dövünmeyi de hak eder.
    ···
   tümünü göster