Karadenizliyim beyler, bildiğiniz Kastamonu ayısıyım... Babam askeriyede işçi ve bu darbe mevzularından dolayı izinleri iptal olunca bizim bütün tatil planları da alt üst oldu. Biz de annemle dedik bari köye annanemlere gidelim.

Her neyse bi hafta sonra köyün zengin ağalarından bi tanesinin (konfeksiyon fabrikası var) torunu sünnet olmuş kuranı okunacakmış.

işte o gün giydim normal bi bol tişört, bi kot pantolon gittim camiye. Namaz kılındı kuran okundu, çıkışta yaşlıların ellerini öpüyorum sevaptır diye. Bu zengin ağayı yaşlı değil diye es geçtim. Zaten sevmiyorum kendisini, parası var diye bi tak olduğunu sanıyo dıbına kodumun zengin züğürtü...

Tam çıkıcam kapıdan tuttu kolumdan "Oooo ByBurn büyümüşsün görmeyeli," dedi. Samimiyetsiz bi şekilde gülümseyerek "Hee," dedim. "Ama adam olamamışsın be," dedi... Beynimde şimşekler çakıyo dıbına koyım, yanımda babam falan yok, elini öpmedik ya ezicek köylünün yanında...

"Hayırdır Hasan Amca ne yanlışımızı gördün?" dedim. "Ne bu hal, kurana böyle tişörtle gelinir mi sokak serserisi gibi," dedi. Bol giyinmeme laf edilmesi en zoruma giden şeydir beyler, kaldı ki o tişörtü teyzem dikmişti, marka giyinebilen bi insan değilim ailemin durumu belli. Zaten sokaklarda büyüdüm, sokak serserisi olduğumu da kabul ediyorum...

"Saçını da uzatmışsın bi ara kestir erkek adama yakışmaz öyle," dedi. Ulan sana ne benim saçımdan pekekent. Saçlarım dökülmeye başladı zaten o ayrı bi dert bende.

O son laf sabrımı taşırdı beyler, o anki beyin fırtınasıyla inci ruhlu kardeşlerimin ayarları gözümden film şeridi gibi geçiyodu ve "Erkeklik ne zamandır saç boyuyla ölçülür oldu Hasan Ağa? Ben başka bi şeyin boyuyla ölçüyodum ama... " dedim.

Cami cemaatinde bi sessizlik çöktü, sonra imam koştu minaredeki megafonlardan mehter marşı açtı, evde tüfeği olan insanlar birer el havaya ateş ettiler, yaşlı amcalardan biri elindeki deyneğini atıp kolbastı oynamaya başladı, köçekler ona eşlik etti ve en son ayar yiyen ağa için bi posta daha kuran okundu...

Ruhuna Fatiha