-
101.
+2Biraz bekledikten sonra kapı açıldı, bir anlık aralıkta kız arkadaşlarının ağlayan açelyamı sakinleştirmeye çalıştığını gördüm, kapıya doğru adım attığımda müdür yardımcısı "otur ve sakinleş" dedi. Oturdum. "Ne yaptığının farkında mısın" dedi. Sinirle iki elimin arasına aldığım başımı salladım. "Bak savasarak sevisen" dedi. "Okulun derece öğrencilerindensin, senden daha fazlasını beklerdim; şu hareketin bile okuldan atılman için bir sebep, az önce dövdüğün çocuk zaten okuldan atılmıştı, değdi mi bu yaptığına?" dedi. "Ne yaparsanız yapın hocam, okuldan atmayın" dedim. "Okuldan ayrılamam". "Elimden geleni yapacağım" dedi. "Ama babanın haberi olacak, en azından uzaklaştırma alacaksın" dedi. Başımı salladım, okuldan uzak birkaç güne katlanabilirdim ama güneşimden ayrılamazdım. "Sağolun hocam" dedim, "çıkabilir miyim". "Sakin misin" dedi, başımı salladım. "Anne babasından uzak dur" dedi.
Dışarı çıktım ve okul kapısının dışında ağlayarak arkadaşlarıyla beni bekleyen güneşime yöneldim. Beni görür görmez boynuma atıldı. "Ne olacak" dedi. "Bir sıkıntı yok" dedim ve gülümsedim. Sakinleştirmek için banka oturttum. Sürekli ağlıyor ve "sakın bir yere gitme" diyordu. içim parçalanıyordu her gözyaşında. Kollarımda dakikalarca ağladı, o ağladıkça ben bittim. En son hali kalmayınca gözyaşlarını sildim. Sıkı sıkı sarıldım, dudaklarından öptüm. Onu asla bırakmazdım.
Yurda kadar zütürdüm güneşimi, omzuma asıldı ve bir öpücük kondurdu. Her şeye bedel bir öpücük. Yavaşça yurda çıkmasını izledim. Tek varlığımın hep bende kalmasını en içten umut ettim.
O sırada telefonum çaldı, arayan babamdı..
başlık yok! burası bom boş!