-
101.
+2Yemeğimizi yedikten sonra televizyonun karşısına geçtik. O bana güveniyordu, ben ona güveniyordum. Beraber olduk, o haftasonu defalarca beraber olduk. Ben yıllar sonra bile asla o haftasonu yaşadıklarımı tekrar yaşayamadım. O kadar duygu yüklüydüm ki; her hareketinde, teninin tenime her değişinde, dudaklarının dudaklarıma her dokunuşunda kendimden geçtim, içmeden sarhoş oldum; ama hepsinden önemlisi, açelya artık tam anlamıyla benimdi, benim vücudum benden çok ona aitti.Tümünü Göster
Her akşam birlikte uyuduğumuz o haftasonunun pazar günüydü. Sabah öperek uyandırdığım güneşimle beraber yaptığımız kahvaltıdan sonra birlikte sigara içip açelyamı okula bıraktım, yurt listesine imza atmazsa ailesinin haberi olacağından endişelenince mecbur kalmıştım. Evi toplamak için geri döndüm. Planım kafedeki arkadaşımı görüp yurda geri dönmekti. Çünkü güneşim olmadan gerçek anlamda üşüyordum.
Evi toplayıp kafeye geçtim. Arkadaşa yardım ederken telefonum çaldı, arayan okandı; açtım telefonu, "buyur kardeşim" dedim. "Savasarak sevisen, bir sıkıntı var" dedi. "Açelyaya bir şey mi oldu" dedim yumruklarımı sıkarak. "Yok kardeşim yok" dedi, "tarık okula gelmiş, kız yurdunun önünde açelyanın adını bağırmış, sarhoşmuş". Anlamam birkaç saniyemi aldı. Arkadaşıma bağırdım, gözüm hiçbir şeyi görmüyordu; telefonu yere vurup arkadaşın arabasına bindim ve okula sürmesini söyledim. Arkadaş soru bile sormadan hızlıca okula sürdü. Deli gibi tarığı arıyordum. Arkadaşın tutmalarını umursamadan ittirdim ve okulun içine koşmaya başladım. Müdür yardımcısının odasının önüne geldiğimde tarığı gördüm. Küfürler savurarak üzerine atladım, sandalyeden yuvarlandık. Kollarını dizlerimin altına aldım ve yüzünü yumruklamaya başladım; tak, tak, tak... Her vuruşumla koridor yankılanıyordu. Müdür yardımcısının kapısı hızlıca açıldı ve müdür yardımcısı beni çekmeye çalıştı. Bir elimle onu ittirdikten sonra vurmaya devam ettim; tak, tak, tak... Tarığın suratından kanlar akıyordu ve yumruğum sızlıyordu ama umrumda değildi, açelyam benim tek varlığımdı. O sırada meleğimin sesini duydum:
"Lütfen dur"
Hemen durdum; açelyam, güneşim bana lütfen demişti; kendini öldür dese yine öldürürdüm, o her şeyden önemliydi. Hareketsiz yatan tarığın üzerinden kalktım ve annesi babası olduğunu sandığım iki kişi tarığın başına üşüştü. Açelyaya doğru bir adım atacakken müdür yardımcısının beni hızlıca çektiğini hissettim. Odasına fırlattıktan sonra "seninle konuşacağız" dedi.
Ne kadar sinirli olsam da kötü şeyler olacağının farkındaydım.. -
-
1.
0Yanlış yapmışsın sevene bu yapılmaz hele bir suçu yokken bir şey yapmamışken
-
1.
başlık yok! burası bom boş!