-
1.
+1Evet beyler şimdi size bundan 100 yıl önce Okyanusya bölgesinde ki medeniyetten uzak bir adada yaşayan bir şefin Avrupa'ya gidip orada ki insanlar hakkında yaptığı yorumları, kendi tuttuğu notları yazacağım.
Ondan önce "Göğü delen adam" ın anlamı: Adada ki yerlilerin ufuk çizgisinden gelen misyoner gemisinin göğü delipte geldiğini düşünüp ordan gelen insanlara 'Papalagi' demesindendir. Papalagi nin tam çevirisi göğü delen adamdır.
Avrupanın giyiniş tarzı hakkında yorumları:
Papalagi'nin (Avrupalı insan) işi ha bire etini sıkıca örtmeye çalışmaktır. Papalagi'ye göre boynun üstü gerçek insandır ve geriye kalan etler günahtır. Beyaz adam olsa olsa bir de ellerini açıkta bırakır sanki kafa ve eller etten başka birşey değilmiş gibi. Bir eşi kendine seçen delikanlı aldanıp aldanmadığını hiçbir zaman bilemez. Ayaklarını ise önce esnek bir kılıfla kaplarlar sonrada uzun süre suda beklemiş sert hayvan derileriyle kaplarlar. Güneşin doğuşundan batışına kadar bunları çıkarmazlar ve bundan rahatsızlık duymazlar. Oysa ki ayakları orda çürür ve çok kötü kokar. Kadınların kılıfları erkeklerinkinden daha renklidir. ilginçtir ki özel günlerde kadınlar boyunları açık kıyafetler giyer sanki o gün günah değilmiş gibi. Erkekler ise hep aynı tür kıyafet giyerler boyunları her zaman kapalıdır. Kendisini kat kat kılıflarla örten papalagi güneşin nimetlerinden kaçar ve solgun görünmek hoşlarına gider. Biz insanların rengi onlara itici gelir. Her sinirin içinde kötü niyetli, insandan insana sıçrayan bir zehir vardır ete kim göz atarsa ona zehir bulaşır, yaralanır. Bakanın yaptığıda etini göstereninki kadar kötüdür. Böyle söyler işte beyaz adamın kutsal gelenekleri.
Beyler ilgi gelirse Samoa dan gelen şefin Avrupadaki yaşam alanları hakkında yaptığı yorumlarıda yazıcam. Önümdeki kitaba bakarak yazıyorum uzun sürüyor.
Kaynak:Erich Scheurmann Der Papalagi
başlık yok! burası bom boş!