-
126.
+2--- Bölüm 7 ---Tümünü Göster
Arkamı döndüm ve sert bir yumruk yedim. Adama karşılık vermek için kendimi toparlamaya çalıştım ancak gerçekten iyi vurmuştu. Zorda olsa ayağa kalktım. Sağ yumruğumu kaldırdım adama vurmak istedim. Tam vuracakken elimi yakaladı. Bu sefer karnıma vurdu ve yere düştüm. Üstüme doğru geliyordu iki ayağımla yüzüne bir tekme attım tökezledi birkaç adım geriye gitti yumruğunu üstüme indirdi ancak sol tarafa kaçmayı başarmıştım. Tekrar yumruğunu indirecekti ki elini biri tuttu. "Sen kime vuruyosun lan" dedi ve adama bir kafa attı. Adam çok etkilenmişe benzemiyordu. Bende ayağa kalktım adama arkadan dizine vurdum yere çöktü. Eren'de tekme atınca adam nihayet yere düşmüştü. Melisa elinde silahı bizi izliyordu. Adamın yakasını tuttum.
Ben : Sen kimsin bizden ne istiyorsun ?
Asker : Ben bir askerim ancak siz eşyalarımı çalmaya çalışan haydutlarsınız.
Ben : Çalmak mı ? Burada senden başka kimse yok. Bu eşyalar sizin mi ?
Asker : Üstümdeki üniformadan anlaşılmıyor mu ?
Asker haklıydı ondan özür diledim ve ayağa kaldırdım. Beni istese öldürebilirdi belinde bıçağı ve silahı vardı.
Ben : Merhaba adım Berke bu arkadaşım Eren şu bayan ise Melisa muhabir kendisi.
Asker : Kötü bir tanışma oldu sizi haydut sandım sadece ben kaldım burada. Bu arada adım Ercan binbaşıyım.
Ben : Durumlar çok kötü sanırım devlet ne durumda ?
Binbaşı : Devletin durumu iç açıcı değil. Artık hükümetin tek amacı doğu bölgesindeki karantina bölgesini tamamlamak ve korunaklı bir yer oluşturmak. Oraya gidene ya da kurulana kadar herkes kendi başının çaresine bakmak zorunda.
Ben : Demek gerçekten doğu bölgesinde bir üs kurulacak. Oraya gitmeliyiz.
Eren : Gelirken aşağı tarafta bir benzinlik gördüm. Ancak virüslü insanlar tarafından istila edilmişti. Oradan benzin alabiliriz.
Ben : Tamam şimdi oraya gideceğiz ve benzini alacağız sonrada bu lanet yerden gideceğiz.
Binbaşı : Onları kafasından vurmanız gerekiyor ve sese karşı duyarlılar biliyorsunuz değil mi.
Ben : Evet biliyoruz. Bu yüzden bize 2 tane bıçak lazım Melisa ve Eren için.
Binbaşı : Pekala bekleyin.
Birazdan binbaşı geldi elindeki bıçağı Eren'e verdi. Melisa ise ambulansın oradaydı. Yanına gidip bıçağı ona verdim askerin iyi olduğunu grubumuzda olduğunu söyledim.
Melisa : Ona güvenebilirmiyiz ?
Ben : Hadi ama o bir asker bunun için eğitilmiş bunun için okumuş ve bunun için burada ne olabilir ki ?
Melisa : Hım evet haklı olabilirsin yinede dikkat edin.
Ben : Pekala.
Hepimizde bıçak vardı Melisa burada kalacaktı. Silahları bir askeri aracın içine koyduk Melisa'da aracın içinde olacaktı. Ses çıkarmamasını dinlenmesini söyledim. Zaten silahıda vardı. Artık gitmeliydik.
Binbaşı : Şurdaki jip çalışıyor onunla gideceğiz benzini alacağız ve geri döneceğiz basit bir görev.
Ben : Umarım dediğin gibi olur.
Yola çıktık silahımı kontrol ettim eczaneden bulduğum silahın mermisi vardı. Eren'e baktım kendisinin ruhsatlı silahı vardı hayla duruyormuş demekki. 15 mermim vardı bir tabanca bu kadar mermi alabiliyormuydu ki ? Ne bileyim ben silahı kurcalarken Binbaşı bana baktı :
Binbaşı : Güzel bir Beretta 92 bulmuşsun ağır sayılmaz isabet oranı iyidir dengeli silahtır iki elle de tutulabilir yapıya sahiptir şarjörüde fazla kurşun alır.
Ben : Silahlar hakkında çok şeyler biliyorsunuz sanırım.
Binbaşı : Binbaşı olduğumu hemen unutmuşsun
Ben : Aa şey evet.
Benzinliğe gelmiştik herkes silahını hazırlasın dedi Binbaşı silahımı emniyetten çıkardım belime koydum ve bıçağıda aldım.
Binbaşı : beyne giden en yumuşak doku gözlerden geçer bıçak keskindir ancak körelmiş olabilir kafatasını parçalayamayabilir gözüne nişan alın ve saplayın.
Gayet mantıklıydı göze vurmak parçalamak. Benzinliğe iyice yaklaştık Binbaşı öndeydi arka tarafta birkaç aylak vardı o tarafa yöneldik. Binbaşı seri bir hareketle aylağın kafatasını parçaladı. ikincisine de Eren öldürdü. Sıra artık bendeydi. Aylağa yaklaştım dizi ile bacağın birleştiği noktaya bir tekme attım -ki herzaman yapmamım sebebi işe yarıyor olması- yere düştü ve kafatasına sapladım. Öldüğünden emin olduktan sonra diğer tarafa geçtik ben ve Eren sağdan Binbaşı ise sol taraftan gitti. Duvarın bittiği yerdeydim kafamı hafiften çıkardım birkaç metre ötede aylaklar vardı. Biri ıslık çaldı...
başlık yok! burası bom boş!