/i/Hikaye

Herkesin bir hikayesi var, ya senin hikayen nedir?
    başlık yok! burası bom boş!
  1. 51.
    +6
    --- Bölüm 4 ---

    Arabaya doğru gittik etrafta tahmin edebildiğiniz gibi sese gelen aylaklar vardı silahım 6 mermi alıyordu ve birkaç mermisi olduğunu biliyordum ayrıca hepsini vuramazdım Melisa'yı yavaşça yan koltuğa bıraktım ve "öldürdüğüm adamın" silahını ona verdim. Arabaya bindim aylaklar arabaya çok yaklaşmıştı kontağı çevirdim araba çalışmıyordu. Öylece direksiyona baktım ve bağırdım "gibtiğimin arabası hadi çalışsana" diye hiddetlendim sanki araba beni anladı ve çalıştı gaz pedalını bastığım anda aylaklar cama vurmaya başladı ve kaçmayı başarmıştık. Yan koltuktaki "arkadaşımın" durumu iyi değil gibiydi. "Küfür için kusura bakma ne yapacağımı bilemedim" dedim. Bana baktı ve gözleriyle önemli değil gibi bir işaret yaptı şimdi bir hastane sağlık ocağı ya da bir eczane bulmalıydım. Şehri iyi biliyordum ancak birkaç yıldır çoğu şey değişmişti hatırladığım kadarıyla Batı tarafında bir eczane olmalıydı. Kurallar olmadığı için şanslıydım yinede arabayı çarpmadan kullanabiliyordum birkaç kez babamla alıştırma yapmıştım tek sorunum debriyajı bir türlü ayarlıyamıyordum vites değiştirmek zoruma geliyordu. Belkide bir otomatik vitesli araba çalarım diye komikçe düşündüm. Batı tarafına gitmişken bu kuşlarında neden o tarafa gittiğini öğrenmek istiyordum. Kısa sürelik yolculuktan sonra büyük bir eczane bulduk. içerisi camdı arabayı durdurdum bıçağı aldım çünkü önümde bir aylak vardı ! Onu sessizce öldürmek zorundaydım. Yavaşça adama doğru yaklaştım beynine bıçağı saplamak ne kadar zor olabilirdi ki ? Bıçak çok keskin değildi kafatasını parçalayabilirmiydi bilemiyorum. Bunları kısacak bir zaman diliminde düşündüm artık adamın yanındaydım aslında eczaneden uzaklaşıyordu ama tehlike yaratıyordu. Bıçağı ters şekilde tuttum ve adamın diz ile bacağının ortasına vurdum istemeden de olsa adamın sol bacağı yere geldi ve dengede duramadı tökezledi yani diz çöktü ve bana arkası dönüktü hızlıca kafasına bıçağı kafasına sapladım ve aynı hızla bıçağı çektim adam yere düştü. Emin olmalıydım adamı dönderdim ve bu sefer alnından bıçakladım bunu yaparken soğukkanlı olmam beni şaşırtmıştı sanki yılların seri katili gibiydim. Melisa ise arabadan bana bakıyordu. Eczaneye girdim girdiğim anda şaşırdım burada çok şey vardı demek ki hiç gelmemişlerdi buraya. Hemen ağrı kesici , antibiyotik , tentürdiyot , sargı bezi gibi şeyleri çantaya doldurdum. Tam eczaneden çıkarken aklıma arka taraftaki kapı takıldı. Melisa biraz bekleyebilirdi (mecburen) silahım belimdeydi artık elim istemeden belime gidiyordu tehlike hissediyordum çünkü. Kapıyı araladım kimse yoktu ve şansıma silah buldum bu silah Beretta 92 ye benziyordu zaten Türkiye'de de kullanılan dünyaca ünlü bir silahtı oynadığım savaş oyunlarının işine yarayabileceğini bilmiyordum doğrusu biraz ağırdı silahı elime aldım ve köşede bir ilk yardım çantası buldum bugün şans benden yanaydı onuda diğer elime aldım. Arabaya doğru gittim şimdi güvenli bir yere gitmem gerekiyordu burası şehrin iç tarafıydı. Arabaya bindim. "Durumun nasıl" dedim. "iyiyim idare ederim" dedi. Kafamla onayladım ve ilerledim. Hızlıca otobandan geçtim heryer aylak kaynıyordu anlaşılan ne kadar çok nüfus varsa o kadar aylak vardı. Bu yüzden kır gibi bir yere sığınmam gerekliydi ya da köy olur insan olmayan herhangi bir yer...
    Tümünü Göster
    ···
   tümünü göster