+19
-6
Deniz.
Birinci Dünya savaşında 16 Şehit vermiş bir ailenin son nesiliyim. Bir abim bir kardeşim var. Abimin ismi Bora. Kardeşimin ismi ise Hamdi. Ben ortancayım. Babam müfettiş, annem ise ilkokul öğretmeni. Babam bana bol bol Kurtuluş savaşlarında kaçırılan dedemden bahsedip işkence çektiğini anlatıyor. Ama benim Kahraman dedem kaçıp vatanına yurduna dönüyor. Babamın okuduğu kitaplardan ve annemin kıldığı namazdan ne kadar vatanımıza bağlı olduğumu anlıyorum. Yeni bir köpek bulduk, hamdi ve bora abimle birlikte vaktimizi geçirir, sokakta oynuyoruz. Annem eve almayınca haliyle üzülerek, köpeği dışarıda beslemeye devam ettik. Zaman geçti ve biz taşınmak zorunda kaldık. Köpeği zütüremediğim için hıçkıra hıçkıra ağladım. Yeni okuluma kaydoldum. Babamın okuduğu dergilerden bilgilenerek, fotoğraflarda altı ok işareti yaptım. Bu işareti yapmam, ileride pek bana yardımcı olmasa da. Zaman geçti biz büyüdük. Üniversiteye gelip kendi kararlarını kendi verebilen ve arkadaş ortamında sözü dinlenen herkes tarafından tanınan saygın bir kişi oldum. Babamla fikirlerimiz çelişti fakat hiçbir zaman yolumdan şaşmadım, babama saygısızlık etmedim. Eve gelemediğim günler oldu. Atatürk adına işçi emekçilerle yürüyüş yapmaktaydım. Uyumadım kilometrelerce yürüdüm. Zaman geçtikçe arkadaşlarım değişiyordu. Cihan hariç. Cihan ile sürekli yan yana, kol kolaydık, eylemlerde birlikte bağırırdık. Beni içeri attılar. Çıkarttılar. Hayatım eylem, üniversite, hapishane arasında rutin devam ediyordu. Üniversiteden atıldım. Bir eylem sırasında polis bize ateş ettikten sonra, ben taş atınca polisin kafasını sıyırdı. Polis darp raporu aldı, beni içeri attırıp 2 gün sonra başka bir göreve atandı. Hapishanede arkadaş edindim, fazlasıyla. Kitap okudum yazarları Ahmet Arif, Dostoyevski, Charles Dickens olan. Karşıt görüşlerime amerikan emperyalizmi komando eğitimi veriyordu. Bende arkadaşlarımdan destek alarak Filistine emperyalizme karşı silah öğrenmeye savaşmaya gittim. Öğrensem de nafile, Amerikan askerlerine silah dahi doğrultamadım. idam vaktim geliyorken hüseyin inan kardeşim 136 sayfalık bir savunma hazırladı. Hepsi okundu. Fakat bir işe yaramadı. Adalet ip istiyordu. Bende bu vatan için ölüme dimdik gittim. Ayağımda ki prangalarla. Kahrolsun faşizm diye boynumda iple bağırırken infaz savcısı susturun şunu dedi ve sehpama tekme atıldıktan sonra epey bir acı çekerek ayak ucumun değdiği sehpada hayatımı kaybettim.