Elimde çaylarla ona doğru iletlediğimi görünce gülümsedi.

E: Bana mı o çay ?
B: Evet sana öyle yapayalnız pencereden dışarıyı izlemene gönlüm razı gelmedi.
E: Başka nelere razı gelmiyor kim bilir gönlün.

Gülümsüyordu..

Ah esma ah , bilsen ne kadar korkuyorum beni reddetmenden.

E: Bak dışarıda bir sürü site var bankonlarıda buraya bakıyor çıkan kızları izlersin artık.

B: Karşımda bu kadar güzeli varken , balkonda arayacak kadar aptalmıyım sence ?

E: Görücez.

Yakınlaşmaya başlamıştık. Ama açılacak kadar değildi. Yada bu tamamen benim aptallığımdı çünkü hiç açılmayacak ve ellerimle onu başkasına hediye edecektim..

Okulda Futsal turnuvası olacaktı sınıflar arası

Sınıf kaptanı bendim , kadroyu ayarlıyordum.

B: Beyler geride kalıcaz çıkarken toplu hucum yapıcaz. Aksi taktirde rakip takımdaki bilal çok hızlı onu ilkokuldan tanıyorum. ileriye top attıklarında gol yeriz.

Takım beni dinliyor Esmaysa sürekli elimdeki kağıdı alıp kalp falan çiziyordu. Dikkatim dağılıyor sinirim bozuluyordu.

Esma oynama şununla.

Esma dinlemiyor beni kızdırmaktan zevk alıyordu.

Esma yeter !

Esma dinlemedi. Bende hala pişman olduğum o cümleyi kurdum..

Esma defolup gider misin şurdan !

Dönüm noktası burasıydı..