B: hadi ya geçmiş olsun. sende baya şey yaşamışsın( Konuyu değiştirmek için)Bu yüzden mi kırmızı tuborg içiyosun
A: sen nerden biliyorsun
B: bak gizlice bakmak bir sanattır. Askerde bu sanatın masterını yaparsın. Sen öğrenci yeteneğindeysen
Ben profesörüm. Bilemem anlatabildimmi.
A: sana baktığımı anladın yani
B: beni bırak arkadaşım bile fark etti
A: baya kötüymüşüm bu konuda dedi ve utandı
B: istersen sana öğretebilirim. Dedim ve gülüştük
Böyle muhabbet ede ede yola devam ettik. O bana hayatını anlattı. Ben ona. Derken gideceğimiz yere vardık. Geldiğim yer ara sokakta bir depoydu aynı filmlerdeki gibi ama bizim gittiğimiz yer her nekadar ara sokakta olsa Alsancak olduğu için pek te sessiz değildi. (Bu arada söylemeyi unuttum evden çıkmadan önce yanıma iki tabanca almıştım. Biri küçük olduğu için çorabımın arasında diğeri belimin Yanındaydı ama ceketle örtülüydü). Sen arabada kal dedim. Ve depodan içeri girdim içerde toplam 3 adam vardı. 2 si koruma biride patron. Gittim masasının önüne durdum şöyle bir baktım çelimsiz tam tipine soxum denilebilecek biriydi.
B: ben TP: tipine soxtuum
TP: buyur paramı lazım
B: Hayır buraya ödenmiş olan senedi almaya geldim.
TP: kimin adınaydı senet dedi ve kasayı açtı.
B: ASLI BLABLABLA
TP: (şaşırdı) o parasının 2 katını getirmeli dedi.
B: getirmeyecek
TP: o zman senet menet yok.
B: ya o senedi verirsin yada o senedi verirsin
TP: yürek mi yedin lan bas git belanı bulma
Eğildim ve korumalara çaktırmadan küçük tabancayı çıkardım. Kalktım ve ani bir hareketle cebimdeki silahıda çıkardım. Ve elimi iki yana açarak iki taraftaki korumayıda vurdum. Sonra iki silahıda TP ye çevirdim. Kalkacakken ayakta kalakaldı.
O an deponun neden bu kadar sesli bi yerde olduğunu anladım çatışma sesleri duyulmasın diyeydi zaten duvarlardaki kaplamalar dikkatimi çekmişti ama anlam veremiştim. O an anladımki sesleri yalıtmak içindi. Mevzuya dönelim.
B: otur oturduğun yere oç.
TP : Tamam sakin ol. indir o silahı adam gibi konuşalım.