Çok güzel bir konuya değinmişsin. Bu sorunun cevabını ben şu şekilde veriyorum. Geçmişteki devrimlerin başarısızlığında kapitalizminde büyük bir katkısı vardır. Şöyle birşey: bizler sosyalist bir ülkede basit ve eski bir arabaya binerken, kapitalist ülkelerde insanlar daha gelişmiş arabalara biniyor, oluşturulan bir takım reklamlarla halkımız caydırılıyor ve özeniyoruz. Bu çok basit ama etkili bir algı operasyonudur. Kapitalist ülkeler sosyalizmin bir domino etkisi yaratarak her ülkede ateşlenmesini engellemek için ellerindeki gücü sonuna dek kullanırlar, çünkü Kapitalizmde iktidar her zaman patronların elindedir ve ellerinde tutmak isterler. Bu yüzdendir sosyalist aşamanın süregelmesi için enternasyonel bilinç çok önemlidir. Çünkü yıldırma politikaları ve algı operasyonlarına yenik düşmemek için farklı bir algı yaratmak önemlidir, yani halk kapitalist bir ülkeyi görüp kendine baktığı zaman "vay halime" diyebilir, kendisinin daha yeni yeni sosyalist bir düzene girdiğini ancak örneğin Amerikanın uzun zamandır kapitalist olduğunu düşünemeyebilir, bunun için farklı algıdan kastımız kardeş sosyalist ülkedir. Sosyalizm enternasyonel bir çerçevede örgütlenmeye başlayacağı zaman çok dinç ve sağlam yapıda olmalıdır, bu yüzden sosyalist ittifaklar ile ileriye dönük hamleler çok önemlidir. Burada dinçliği elimizde tutmanın sırrı sosyalist komşu ülke halklarıyla iç içe olmak onlarla kol kola ilerlemektir. Örneğin bugün Sosyalist bir Yunanistan ile kurulacak ticaret ilişkileri ile ve halkların kaynaştırılması ile Avrupa kapitalistlerinin ilgisi çekilebilmelidir. Halkların üretimi ve gelişmeyi bırakmaması için vatansever ve enternasyonel gaye halka aşılanmalıdır. insanlar her zaman hayatta kalmak için çalışır. Kapitalist dünyada insanlar hayatta kalmak için zengin patronlara çalışır ve mesleklerinden nefret ederler. Ancak sosyalist bir ülkede çalıştığın işte senin için verdiğin emekte senin için, çünkü elinde bir amacın ve o amaç uğruna çalışan yoldaşların var. Bu algı insanlarda oluştukça üretim konusunda ve teknoloji konusunda çok hızı bir şekilde gelişir ve dost sosyalist ülkelerinde gelişmesine ön ayak olabiliriz. Bunun gibi dinamiklerin rayına oturmasıyla beraber dünya halklarının sosyalizmi tekrar gündeme taşıması kesindir. Enternasyonel bir devrim sonucunda ise eğitim sayesinde cahillik ve tembellik ile mücadele cephesi oluşur. Kapitalist ve güçlü bir karşı devrim ihtimali olmadan veya kontrol altında tutularak Enternasyonel Sosyalizm karşısında duracak herhangi bir sıkıntı olacağını düşünmüyorum.
Aynı zamanda Küba'yı örnek vererek sosyalizmin tek tipleştiren birşey olmadığını düşünüyorum. Bir düşüncemi daha belirtmek isterim, bence bu dediğim aşamaların başlangıcı iskandinav ülkeleri olabilir. Türkiye olabileceğini zannetmiyorum.