+1
11. Bölüm: Yasak Orman
————————————
O cumartesi saat 12'ye kadar uyuduk. ilk defa bu kadar uzun uyku çekmiştik, zira M.F.G.H.E.H. önceki gün hacca gitmişti. Gitmeden evvel tüm öğrencilerle yüz yüze sohbet etmişti mübarek hoca. Bana "Sen Türk müsün?" diye sormuştu. "Evet" demiştim ben de. "Nereden anladınız hocam?" Hocaefendi mübarek ağzıyla genişçe gülümsemiş, beni gibtir etmişti. Tespihini çeke çeke diğer öğrencilerle de vedalaşmıştı sonra.
Dışarıdaki kasvetli havaya aldırmadan montumu aldım, Snape'i de yanıma alıp bahçeye çıktım. Hayvan gibi esen rüzgâra aldırmadan quiddicht oynayan delinin gibtikleri hariç dışarıda kimsecikler gözükmüyordu.
"Nereye gidiyoruz abi?" diye sordu Snape aval aval.
"Gezeceğiz biraz Snape, ama seni tutan yok. istemiyorsan yaylan."
Snape kırılmış görünüyordu, "Özür dilerim abi, yanlış konuştum…" dedi.
Ağaç yapraklarını saran çiğlerle gusül abdest aldık, zira yasak ormana girmeyi kararlaştırmıştım. Cünüp cünüp ormana girersem bir daha çıkamam diye tırsıyordum.
giberdikenlere dikkat ederek iyice ormanın içerisine daldık. Uzun mu uzun ağaçların arasındaki patikadan yolumuza devam ettik. Nereye gideceğimizi bilmeden ilerliyorduk. Belki bir Hogwarts Devlet Kerhanesi çıkardı önümüze.
GÜM!
Aniden kafama bir sopa yiyip yere düşmüştüm. Snape de üç metre ileriye savrulmuştu. Başımı kaldırıp yukarı baktığımda korkunç suratlı bir ağaç gördüm, ağacın simsiyah gözleri bize hışımla bakıyordu. Sonra ağaç ikimizi de damarlı dallarıyla çekip kovuğundan içeri attı.