-
26.
+3part 2-)yanına doğru korkarak yaklaştık ve "sen bizimle oyun mu oynuyorsun o mezarlıktaki hareketlerin de ne demekti?" diye sordum. suratımıza şaşkınlıkla ve ne olduğunu anlayamamış bir tavırla "neden bahsediyorsun kanka sen, hiç bir şey anlamadım" dedi. "lan az önce mezarlıkta içiyorduk birden bire bağırarak mezarlığa doğru koşmaya başladın dalga mı geçiyorsun bizimle sen" dediğimde kahve sahibi yaşlı amca kulak misafiri olduğu bu olaya aradan atlayarak bir şok daha yaşamamıza neden olacak cümleyi kurdu "bu çocuk tam iki saattir burada yeğenim" yıkılmıştık. tam üç saattir beraber takıldığımız adam aslında hiç bizimle olmamıştı. peki o yanımızdaki arkadaşımız sandığımız bizimle beraber alkol alan kim, bunları düşünmek cıldırmama neden olabilirdi. sakin olup durumu anlatmaya çalıştım ve herkes şok olmuş bir biçimde bizi dinliyordu. bu yaşananlar herkesi derinden etkilemişti fakat bize inanamıyorlardı.
gece eve gitme saatim geldiğinde beraber olaya tanık olduğum arkadaşımın da benimle beraber kalmasını istedim, çok korkuyordum. ne yapacağımı bilemiyorum. beraber eve girdiğimizde tüm ışıkları açtık tv'yi de eglenceli bir kanala zaplayıp olayın etkisinden az da olsa kurtulmaya çalışıyorduk. bu gece kesinkikle uyuyamazdık.
aradan bir iki saat geçmişti, biz sakince oturup tv izliyor olayı hatırladıkça gözlerimiz doluyor tüylerimiz dikiliyor sadece sabah olsun istiyorduk. saat gece 3 sıraları falan esrarengiz bir şekilde çalan kapının sesiyle birden ayağa kalkıp birbirimize baktık. faruğun suratındaki çaresizliği görmem kendi çaresizliğimin aynasıydı. kim di gelen? bu saatte kim gelebilirdi? pencereden perdeyi aralayıp baktım ve hayatımda bu kadar hiç korktuğumu hatırlamıyorum. "o" kapının önündeydi. mezarlıkta bıraktığımız aslında hiç yanımızda bile olmamış arkadaşımız kapının hemen önünde bekliyordu. 10 dakika geçmişti ve kapı sesi her defasında biraz daha şiddetli bir şekilde çalınıyordu. açmamaya kararlıydık, açamazdık, başımız beladaydı. "o" bizimle uğraşıyordu.
başlık yok! burası bom boş!