+11
3 Ocak ^ saat: 13 ^ Kendi Evim
Betülle konuştuktan sonra zor bela daldığım uykumdan yine amansız. zamansız bir telefon zırıltısıyla uyanabildim. Yarı açık gözlerle ekranı okumaya çalıştıysam da pek önemsemedim kim olduğunu. Açtım yarı nefesle;
- Maço nerdesin?
+ Evdeyim, uyuyorum.
- Yasemine gelsene hemen.
+ Akşam 5te buluşmayacak mıydık?
- Sen kalk gel yine de
+ Hayırdır bir sorun mu var?
- Sen gel anlatırım
+ Peki tamam.
Ağır hareketlerle, aklımda birçok düşünceyle kalktım yerimden. Giyinmeye başladım az sonra. Betülü aradım ardından.
- Manço?
+ Yasemine gidiyorum. Seni de alayım mı giderken?
- 5 te değil miydi?
+ Şimdi gidiyorum, alayım mı seni?
- Tamam, olur.
Betülle konuştuktan hemen sonra çıktım evden. Betülle evlerimiz çok uzak sayılmazdı. Hava da amansız bir ayaz ve kurak bir soğuk yer edinmişti. Betülün evine varınca Betülü aşağıda bekliyor gördüm. Yaklaştım, elleri cebindeydi.
- Bu soğuklar seni beklemekle mi geçecek Manço?
Yüzünde bir gülümseme yer edindi. Daha yakınındaydım şimdi.
+ Elini ver, üşümesin kelimelerin.