Koyu bir Atatürk hayranı olarak Atatürk hakkında pek fazla bilgiye sahip olmadığınız gayet açık, nasıl Osmanlı padişahları içki içiyorsa Atatürk de içiyordu ve Atatürk, memleketi sahte diktatörler yönetmesin diye kendi diktatörlüğünü kurmuştu. Bu gayet iyi niyetli bir diktatörlüktü.

Atatürk dinsizdi evet. Hz. muhafazid'in kişiliğine ve kumandanlığına hayran olduğunu, insanlık ve bilim için öncülük ettiğine duyduğu hayranlık sınırsızdır fakat kendisinin herhangi bir inanışa sahip olmadığını ve "bazen bütün dinler yerin dibine batsın istiyorum" dediğini biliyoruz. Bu onun karakterini yargılamamızda bir kriter de değildir. Bunu da çomarlara söylemek istiyorum.

Ayrıca Atatürk az içerdi demek ahmaklıktır. O dönemde 'Gece Edebiyatı' diye bir şey var, gece Çankaya'da, saat 3'ten sonra alınan hiçbir karar yürürlüğe girmezdi, çünkü yöneticilerde sahoşluk emareleri görülürdü. Fakat Atatürk içki zevkini hiçbir zaman işlerinin işinde bulundurmamış, çalışırken içmeye kesinlikle karşı çıkmıştır. Hatta Mareşal Fevzi Çakmak gibi dindar ve Atatürk'ün saygı duyduğu birisinin de "Çankaya'ya gelmem, orda içki içiliyor" dediği bilinen bir şeydir.

Velhasıl, Atatürk'ün özel hayatı kimseyi ilgilendirmez. Bu millet için Atatürk'ün liderliği, kumandanlığı ve önderliği bağlayıcıdır. Nasıl herhangi bir siyasinin özel hayatına bugün saldırırsanız hapsi boylayabiliyorsanız, Atatürk'ün özeline de saygı duymanız gerekir. Atatürk'ü savunurken gerçeklerin dışına çıkılamaz.

Ayrıca Atatürk dönemindeki meclisi gerici, yobaz, halifeci yani bugünkü tabirle çomarların muhalefeti ve baskısı altındaydı. Zamanında Atatürk'e efendim, paşa hazretleri diyen insanlar zamanı gelince ona karşı tavır almışlardır. Bu kişilerin içinde en yakınları olan Rauf, Refet ve Kazım (Karabekir) Paşa da bulunmaktadır. Ayrıca zamanında yakınında bulundurduğu Çerkez Ethem'in de isyanı meşhurdur. O hâlde Atatürk'ün kurduğu ve şart olan diktatörlüğü herkes kabul etmelidir. Çünkü Atatürk, muhalefet aşırı bir seviyeye geldiğinde istifa etmiş, muhalif çomarlar yeni bir başkan bile çıkaramayacaklarını anlayınca onu tekrar kabul etmişlerdir. Atatürk'ün diktatörlüğü zorunludur.