/i/Dertleşme

Derdini anlatmayan derman bulamaz..
    başlık yok! burası bom boş!
  1. 1.
    0
    yıllardan 2014. kış aylarındayız. ygs'ye çalışma dertleri okul dershane falan derken günler geçiyor işte. dershanede de çalışkan sınıflardan birindeyim. o söz konusu kişi (ümran diyeceğim delikanlı kızdı valla ismi sallıyorum) ile geçen seneden yine aynı sınıfta olduğumuzdan tanışıyoruz. ben o zamanlar böyle kimseyle fazla konuşmam etmem asosyallikten dolayı. sıra arkadaşlarımla anca ara sıra konuşuruz öyle yani. bu arada çoğu dershane hocamla aram mükemmel olduğu için de derslerde falan baya muhabbet dönüyor tabi. bunlardan en matrak olanları geometrici edebiyatçı ve bir de tarihçimiz. (diğerleriyle de aram çok iyidir ama kahramanları bunlar bu olayların) geometrici her zamanki gibi bana laf koymada ustaydı edebiyatçı anlamadığım bir sebeple bana bir gıcıklık besliyordu (bunu züt ettim çok fena hayvan gibi edebiyat çalışarak) asıl adam tarihçimiz. adam derse girer oturur boş sıraya dersini anlatır 20 dk boyunca son 25 dakika muhabbet gırgır şamata yani. bu adam da öyle anlatıyor ki içimizden ziyaaa ziyaaaa diyoruz öyle amk. hatta bir anısını anlatayım adamın. bunlar bara gidiyor arkadaşlarıyla barda çay içiyorlarmış bu ayrıntıyı hatırlıyorum diğer ayrıntıları abartı zaten. araya iki komik espri serpiştirdi falan sınıf gülüyor tabi ben dahil. gülüşmeler dinince dedim hocam barda çay mı içilir allah aşkına diye. herkes hocaya bakıyor tabi adam yemin ediyorum size kızardı biraz da duruşundan ödün vermedi. eskiden diyor böyleydi diyor heee dedim yedik bizde. ilk defa orada sınıf gülüşürken onla göz göze geldim. gülüyordu yüzü. neyse edebiyatçıya olan gıcıklığımdan ötürü de edebiyat ezberim kuvvetliydi o aralar söylemiştim ya. işte böyle 1 ay geçti. sonra günlerden bir gün deneme sınavı olacağız. sabah kalk git sınava gir falan derken sınavı bitirdik amk (sınavın bitmesine yarım saat varken çıktım kağıdımı verip) baktım cevap anahtarları da sınav bitiminde dağıtılacak çıktım yukarı kantine oturdum boş bir masaya suyumu yudumlarken diyorum kendi kendime ulan ne işe yaramaz herifsin diye sınavım çok kötü geçmişti. ben bunları kendi kendime tekrarlarken kantinden içeri bu kız girdi gitti tost aldı etrafta boş masalar olmasına rağmen geldi karşıma oturdu. kesin mezuna kaldım kafası var hala bende tabi. hüzünlüyüm biraz bilirsiniz işte sınav stresini öyle bir şey yaşıyorum. şişman biri olduğum için de aşırı duygusallık eklenince işin içine hepten sıçıyoruz tabi. ümran lafa girdi konuştuk biraz ondan bundan. sıra sınavdan konuşmaya geldi naptın diye. ben anlatıyorum içim kan ağlaya ağlaya (normal ses tonuyla ama) ümran konuyu değiştirmeye çalışıyordu bunlardan bahsettikten sonra ben inanır mısınız ilk defa bu kadar önemli biriymiş hissine kapıldım ilk defa ben konuşmadan kızın biri benimle konuşuyordu lan. neyse sonra konu değişti gelecekten falan bahsetmeye başladık. ben tüm karamsarlığımı döktüm bunun üzerine resmen. sonra da masadan kalkıp dershaneden çıkıp gittim cevap anahtarını almadan.

    bu 1. olay. kötü davrandığım sonucuna buradan varıyorum

    not: bu arada konuştuğumuz gün yazın geçiyor yanlış yazmışım kusura bakmayın LYS denemesiydi üşendim değiştirmeye. ayrıca o gün kızın babasının ölümünün 4. yılıymış. facebooktan öğrendim
    Tümünü Göster
    ···
   tümünü göster