+1
-1
Dikkatle Tülay'ı dinliyordum. Yurtlara gelmiştik ki birisi bağırarak yanımıza doğru koşmaya başladı.
"TÜLAY!" Tülay endişeyle arkasını döndü. Gözlerini kısarak gelenin kim olduğuna baktı. Daha sonra
"Ne oldu Taha?" diye sordu sesini duyurabilmek için bağırarak. Taha, koşarak yanımıza geldikten sonra nefes nefese
"Başardım!" dedi. Tülay şaşkınlıkla gözlerin kırpıştırdıktan sonra
"Sen ciddi misin?" dedi. Taha hararetle başını sallayarak onu onayladıktan sonra
"Erol ağabey sizi bulmamı ve bilgisayar mühendisliğine gelmenizi söylememi istedi. Yemekten on beş dakika önce buluşuyoruz." dedi ve geldiği gibi koşarak uzaklaştı. Taha gittikten sonra Tülay'a
"O kimdi?" diye sordum. Tülay yurt kapısını benim için tutarken
"Eski hacker. Şimdi ise internetin yeni kurucusu." dedi. Sonra bu bilmece gibi cevabını açarak
"2011 yılında Türk bir hackerın BlackTurkey adlı takma ad ile aynı anda FBI ve CIA'i hacklediği haberlerde çıkmıştı hatırlarsan. Onlara ait gizli ülke planlarını ortaya çıkardığı için baya ortalık karışmıştı ve o Türk hacker FBI'ın en çok arananlar listesinde üç numaraya yükselmişti. Ama yoğun çabalara rağmen kimse o hackerın adına bile ulaşamadı. işte o hacker Taha." dedi. Merdivenleri çıkarken
"Sen ciddi misin?" diye sordum. 2011 yılında yaşanan o olayı elbette biliyordum. O zamanlar bir Türk olarak çok gurur duymuştum. Ama onun Taha olduğuna inanmak çok zordu. Her şeyden önce Taha'da hacker tipi yoktu. 1.85'den uzun gibi duruyordu ve bilgisayar başında değilde spor salonunda vakit geçirmiş gibi duruyordu. Siyah saçları anlının üzerini kapatıyordu, koyu kahverengi gözleri çok hafif çekikti. Aslında hacker olduğunu işaret eden tek şey siyah kemik çerçeveden gözlüğü olabilirdi belki.
"Elbette eminim. Taha o zamanlar on beş yaşındaydı üstelik." dedi Tülay gururla.