+88
-1
Okulun kapanmasına 3-4 gün kalmıştı, yattım evde, gitmedim üni'ye.. belki Hazal kaldırır, özür diler diye.. olmadı ama..
Ertesi günün sabahından bilet ayırttım izmir otobüsüne, gece için. Gece'de Fatih'le vedalaşıp.. ki.. onun da ne tavsiye verecek, ne de dertlerime dert olacak durumu vardı.
O kadar taktandı ki halim, bir ilacı olmayacağını o da biliyordu.. tavsiye vermek istese bile, bir kulağımdan girip diğerinden çıkıyordu.
Terminale gidip, atladım izmir otobüsüne. Belki de on defa gelip geçtiğim yolları izlemeye başladım.. o yollardan her geçişimde ayrı bir ruh halindeydim.. mutlu.. mutsuz.. kötü.. iyi.. kibirli.. kinli.. ve de aşık.. şimdi giderken de aşık bir haldeydim.. ama, sevdiği gitmiş bir aşık..
izmire geldiğimde, Bornova'ya geçtim direk. Oradan da eve. Öğle vakti zili çaldım evin, annem açtı.. şaşırdı,
"oğlum?" dedi.
"sarılmayacak mısın?" dedim gülümsemeye çalışarak.
Sarıldık sıkıca,
"erken geldin? geç bakıyım.."
Odaya geçip valizi bıraktım, üstüme rahat bir şeyler giyip salona geçtim. Oturdum annemin yanına. Yüzümün düşük olduğunu farketti,
"ne oldu oğluşum?" dedi.
iki kelime zor ediyordum, derin bir nefes aldım,
"bitti, Hazal'la.."