Fakir bir köylü birgün ağanın karşısına çıkıp yardım istemiş. Ağa, yaverine "şu adama 2 kilo zeytin, 5 kilo salça ,1 kilo un, 3 kilo peynir verin" demiş. Ama herşeyi de kiloyla vermiş. Sonra ağa koluna atmacasını almış ve sormuş köylüye "atmacam nasıl" diye. Köylü "güzel" demiş. Ağa "doğruyu söyle nasıl?"demiş. Köylü demiş ki "ağam bu tavuk". Ağa sinirlenmiş sormuş yavare "bu tavuk mu?"diye. Yaver demiş ki "ağam atmacanın yumurtalarının arasına tavuk yumurtası karşışmış". Ağa şaşkınlıkla sormuş köylüye "nerden anladın?" diye. Köylü " atmacanın gözü yukarıda olur; tavuk ise yerde pislik, böcek arar. Bununda gözü aşağıdaydı" demiş. Sonra ağa atını getirmiş sormuş "atım nasıl güzel mi?" diye. Köylü güzel demiş. Ama ağa ısrar etmiş doğruyu söylemesi için. Köylü demiş ki " ağam bu katır. Ağa sormuş yavere " doğru mu, bu katır mı?" diye. Yaver demiş ki " ağam doğrudur bu eşekle atın birleşmesiye oldu.". Ağa sormuş köylüye " nerden anladın" diye. Köylü " at asildir, işerken bacağını açarak işer üstüne bulaşmasın diye; katır ise açmaz her yerine sidik bulaşır." demiş. En son ağa sormuş " peki ben nasıl bir adamım?". Köylü " ağam siz bizim ağamızsınız nasıl soru o, allah sizi başımızdan ekgib etmesin" demiş. Ağa " söyle söyle doğruyu söyle" diye ısrar etmiş. Bunun üzerine köylü " ağam sen binsin" demiş. Ağa şaşırmış, çağırmış annensini. Anne ben bin miyim?" diye sinirlice sormuş ağa. Annesi " oğlum o zamanlar köye bir öğretmenin tayini çıkmıştı, onunla birlikteliğimizin sonucusun sen " demiş. Ağa sormuş köylüye " nerden anladın benim bin olduğumu?" diye. Ve köylü demiş ki " ağa olan adam kiloyla erzak vermez!"