/i/Hikaye

Herkesin bir hikayesi var, ya senin hikayen nedir?
    başlık yok! burası bom boş!
  1. 1.
    +148 -23
    Bölüm - 0
    Bölüm Adı : Zamansız

    Yer : Antalya - Ankara Yolu
    Saat : 12:58

    Uyanmıştım. Saate bakmak için telefonumu açtım. 12:58 sadece bir saat geçmişti. Otobüsteki televizyonu açtım. Hiçbir kanal açılmıyordu. Artık sıkılmaya başlamıştım. Sonra gürültülü bir ses gelmeye başladı. 8 tane F-16 uçuyordu. Üstlerinde biyolojik tehlike logosu vardı. Daha ne olduğunu anlayamadan tüm kanallarda yeşil ay ve yıldızdan oluşan bir logo açıldı. Altta TURKEY SYSTEM CLOSED - HZ796 CONFIRMED yazdı. Telaşlandım az çok bildiğim ingilizceyi bir anda unuttum. Neyse ki hemen sonra türkçe bir yazı çıktı. TUM VATANDASLARIMIZIN DIKKATINE BU HABERDEN SONRA HICBIR DEVLET KURUMU CALISMAYACAKTIR BIYOLOJIK TEHLIKEYE KARSI LUTFEN EVLERiNiZDE KALINIZ. Tüm otobüsteki yolcular şaşırdı. Ama çok uzun sürmedi. Herkese aynı anda bir mesaj geldi.

    TELEFON MESAJI

    Sayın kullanıcımız donanımsal bir aksaklıktan dolayı bu ay ki konuşma dakikalarınız, internetiniz, mesaj paketiniz ve TL leriniz iptal olmuştur.

    Saçmalığın daniskası. En ihtiyacımız olduğu zamanda devletimiz, operatörümüz bizi yüzüstü bıraktı. Acaba daha neler bizi yüz üstü bırakacaktı.

    +++

    Yer : Antalya - Ankara Yolu
    Saat : 14 : 36

    Neredeyse birbuçuk saat geçmişti ve hareket etmiyorduk. Anayoldan sapıp bir tarlaya girmiştik. Telefonuma baktım. Lanet olsun şarjı %36'ydı. Hemen kapattım , bataryası lazım olabilirdi. Kardeşim yanıma geldi. Sarıldı. Daha biyolojik tehlikenin ne olduğunu bilmeden nasıl engelliyecektik ? Annem çantasını açtı oda biliyordu yiyeceğe ihtiyacımız vardı. Bende birkaç bisküvi ve su vardı. Oda hediyelik lokumları saydı. 197 adet lokum 78 adet pişmaniye vardı. Herkes günlük 10 şekerli ürün yerse 9 gün dayanabilirdik. Belki 10. Otobüs karıştı. Herkes yiyecek ve içecek bölümüne gidiyordu muavin kilitledi ve anahtarı yuttu. Sonra o yiyecekler sadece acil durum için dedi. Birkaç dayı muavine vuracak olsa da herkes durumu kabullendi. Biyolojik tehlikeye karşı beraber yaşamalıydık. Ama birkaç dakika içinde tüm otobüs birbirine düştü bizde bavullarımızı alıp yürümeye başladık.

    Sıradaki bölüm > Yalnızlık

    Not : Hikaye Uzun Sürecektir. Zombi hikayesi gibi basit ve aynı kurguda değildir .

    Bölüm - 1
    Bölüm Adı : Yalnızlık

    Yer : Bilinmiyor
    Tarih : 27/07/2017 15:16

    Birgün boyunca yürümüştük ve sonunda eski bir ev gördük. içinde birisi yaşıyor gibi görünmüyordu. Kapıya vurduk. Yavaşça kapı açıldı. Evin içi çürük yumurta gibi kokuyordu. Bir fare ayağımın altından geçti. içeride bir eski kanepe ve masa vardı. Annem gidelim dese de etrafta ev var gibi durmuyordu. Kardeşim kanepeye oturdu. Ayaklarının altından 3-4 tane fare fırlayınca annem biyolojik tehlike değil bu yer bizi öldürecek dedi. Evin içindeki birkaç duvarı kırdık zaten tahtadandı. Dışarı çıktık kurumak üzere olan tek ağacın altına oturduk. Ateş yaktık. Bavullardan çıkardığımız havluların üstüne yattık. Sakin bir gece geçirdik.

    +++

    Yer : Eski kulübe
    Tarih : 28/7/2017 09:58

    Rahat bir uyku değildi annem uyanıktı. Masayı temizlemiş. Küçük bir sofra hazırlamıştı. Bende altında yattığımız ağaçtan 1-2 elma toplamıştım. Daha olgunlaşmamıştı ama olsun yenirdi. Elimizdeki yiyeceklerden yedik ve yola çıkmaya hazırlandık. Bir anda havadaki bir kuş düştü. Yanına koştum tüyleri yıpranmıştı ama gözünü görünce yere devrildim. Göz delikleri boştu ve içinden kurtçuklar çıkıyordu. Derin nefes aldım ve koştum bir kuşa bunu yapan virüs bizi ne hale getirirdi.

    Sıradaki bölüm > Yakın Temas

    Not : Sıradaki bölüm aksiyon dolu olacak .

    Bölüm - 2
    Bölüm Adı : Yakın Temas

    Yer : Tarlalar - Arsalar Tahmini Bölge Afyonkarahisar
    Tarih : 28/07/2017 13:49

    Sonunda tehlikeyi görebilmiştik. Kurtçuk ve yumurtasıyla bulaşıyor. Canlıyı kontrol ediyordu. içindeki yiyecek bitince yeni canlı vücut istiyordu. Uzun bir yürüyüşün ardından bir kasaba gördük. Hepimiz sevinçle kasabaya koştuk. Sevincimiz uzun sürmedi. Kasaba kurtçuklu insan kaynıyordu. Hepsi bize baktı. Kaçamazdık ama engelleye bilirdik. Bilgisayarımın ve telefonunun bataryasını söktüm. Kardeşimde koşarak onları oyalıyordu. Annem tüm parfüm gibi yanıcı maddeleri yan yana koydu. Bende bataryaları koydum. Kardeşim de onları tuzağa çekti. Çakmağı atmamızla büyük bir patlama meydana geldi. Bizde tepeye oturup ölmelerini izledik.

    +++

    Yer : Kasaba
    Saat : 18:38

    Evdeki tüm kurtçukları temizledikten sonra lokumları yedik evlerdeki yiyeceklere salgın olabilir diye dokunmadık. Herkes yorgundu. yatağımıza geçtik. Bunların sonlanması ile ilgili dualarımı ederek uyuyakalmışım .

    +++

    Ertesi Gün
    Saat : 08:45

    Uyandığımda kimse evde değildi. Etrafı araştırdım dünden kalan şeyler haricinde hiçbir değişiklik yoktu. Tüm kasabada kardeşimi ve annemi aradım ama kimse yoktu. Beni yalnız bırakmış olamazlardı

    Sıradaki Bölüm > Terk Edilmiş

    Not: Beyler şukulayın Trende girelim. Hikaye tuhaf bir sonla gelecek. Okuyan herkese teşekkürler

    Bölüm - 3
    Bölüm Adı : Terk Edilmiş

    Yer : Boş arazi
    Tarih : 29/07/2017 10:03

    Bir bavul ile tepeden tepeye gidiyordum. Buralardaki araziler çorak olduğu için tarım ürünleri yoktu. Sırtım kaşındı. Kaşırken orada kurtçuk olduğunu anladım. Kahretsin sokulmuştum ve ailem sokulduğum için gitmişti. Daha ne olduğunu anlayamadan bayıldım. Bir kadın bana bakıyordu. Benim tatlım. Anne?! Hayır ben bir yabancıyım.

    Bir anda uyandım üç kişi bana bakıyordu.

    Gizemli Ses : Uyandı
    Rüyamdaki Kadın : Durumu iyi kurtçuk onu pek sokmamış. Ama yinede burada kalsın ona iyi gelir.

    Gittiler. Yanımdaki şifonyere bakılırsa burası bir devlet hastanesiydi. Tabi ya kasaba devlet hastanesine yakındı ve annemde kurtçukları görünce yardım istemeye gitmişti. Birkaç saat sonra yanıma geldiler. Açıklama zamanıydı.

    Sıradaki Bölüm > Tartışma

    Not: Beyler hikaye bölümünde trende girelim

    Bölüm - 4
    Bölüm Adı : Tartışma

    3 arkadaş doktormuşlar. Salgından dolayı hastanede kalmanın en iyi fikir olduğunu kabul etmişler. 3 doktor , 1 hemşire ve 4 hasta varmış. Biz böyle konuşurken içlerinden biri bence hasta olan kurtlu çocuğu atalım bizede virüs bulaşmasın dedi. Bu kurtlu çoçuk ben oluyorum galiba deyip adrenalin patlamasıyla erkek doktora yumruğu çaktım. Devrildi. Herkes bana bakıyor ve adım adım geri gidiyordu. Galiba onları korkutup virüsün etkisiymiş gibi göstermişim. Herkes kaçmaya başladı. Tüm kapılar kapandı ve kilitlendi ben duvarlara vururken acaba gerçekten kurtçuklu bir hasta mıyım diye düşünmeye başladım.

    Not Beyler Mobildeyim Devamı Pcye gecince gelicek

    Bölüm - 5
    Bölüm Adı : Yeniden Doğuş

    Camdan etrafı izliyordum. Bu olaylar olalı daha 1 hafta olmasada şehir çok yıpranmıştı. Doktorlar daha zombi olup olmayacağıma karar vermemiş olmalı ki bana yemek veriyor ama çıkartmıyorlardı. Sıkılmaya başladım. Gece karanlıklarını üzerime sermiş gibiydi manzara da yok oluyordu zaten pek de güzel değildi. O sırada yüksek hızla gelen tankları gördüm. inanılır gibi değildi. Asker yaşıyordu. Hemen çıkmam lazımdı ayakkabıma baktım ve cama tekme attım. Bileğim incilmişti ama sorun değildi. Zemin katta olduğum için hemen atladım. Ve yola doğru koştum. Tanklar fark etmiş olmalılardı. Yavaşlamalarını bekledim. Bir kaç metre önümde durdu. Kapağın açılmasını bekledim ama öyle olmadı. Tankların bir anda hastaneye ateş ettiğini gördüm hemen kaçmaya başladım. Bunlar asker değildi. Karanlıkta koşarken yüzüme değen meltem çok hoştu ama bunun için yeterli zaman yoktu. Ter içinde kalmıştım ve deodorant alma fikrini aklıma not ettim. Tankların bizi öldürmesinin 2 nedeni olabilirdi:
    -Virüslü olduğumuzu sanmaları
    -Virüsü yayanların onlar olması

    1. seçenek olması için dua ediyordum. Yere yattım. Soluklanırken üstüme gelen birçok zombi gördüm. Onları tamamen unutmuştum. Hızlıca kaçmaya başladım bunlar son evreydi. Tamamen yeşil renkte ve delik deşikti. Ve bana doğru yürürken devrildi. Karnından bir lavra çıktı. Zombi bir virüs değil taşıyıcıydı. Lavranın içindekini ne kadar merak etsemde kaçmakla yetindim. Demek bu kasıtlı yapılan birşeydi. Korunmam lazımdı. ileride bir şehir vardı Ankara olabilir miydi? Yok olamazdı o kadar yürümemiştik Afyonkarahisardı. Şehire giremezdim ama kenarlarından geçebilirdim. Şehirden geçerken ışığı yanık bir bina vardı. Hemen oraya gittim. Kapılar otomatikti. Demekki zombiler buraya gelmiyordu. Nedenini anlamaya çalıştım. Kükürt! Zombiler kükürt kokusuna gelmiyordu ve burda aşırı bir kükürt kokusu vardı. Binayı gezdim kimse yoktu asansör çalışıyordu. işte bu tuhaftı. Control odası yazan yere girdim yine hiçbirşey yoktu. Bir anda bir ses geldi. Merhaba Ben Selin!
    Selin seni göremiyorum Neredesin?
    ilerideki odada gel!
    yürümeye başladım. Odaya girdiğimde kimse yoktu sadece bir laptop vardı ve açıktı. Bu bir tuzaktı.

    Anlamıyorum nasıl bu kadar açık bir tuzağa düşebilmiştim. Odada kaçabilmem için hiçbir alet yoktu. Kapı açıldı ve bir kadın girdi. Ve Dünyanın sonuna hoş geldin dedi. Bir anda oda değişti. Otel odası gibiydi. Kadın Yanıma geldi.

    Testi Başarıyla Geçtin
    TURKIYE BIRLEgib DEVLETINE HOSGELDIN.

    Not: Hikayenin sonunu anlamayan arkadaşlarım yeni hikayemi bekleyin bağlantılı olacak.
    ···
   tümünü göster