-
1.
+13Kalkıp kapıyı açtım. Açar açmaz kanımın damarlarımdan çekildiğini hissettim. Anam ve babam bana bakıp art arda maleun diyorlardı. Ensemde bir nefes hissettim ve arkamı döndüm amcam kırmızıya dönmüş göz bebekleriyle bana bakıyordu. Elleriyle boynumu sıkıp Arapça bir şeyler fısıldamaya başladı, kapıya baktığımda anamla babamı kapı eşiğinde boyunlarından asılı olarak gördüm. Birden sabah ezanı sesiyle yataktan fırladım. Nefes nefese kalmıştım. Boynumda acı hissediyordum. Bir yandan gördüklerimin kabus olduğuna biraz da olsa seviniyor bir yandan da bugünkü olayın ardından bu kabusu görmem beni bir hayli korkutuyordu. Olayın etkisiyle uyuyamadım, güneşi doğmasını bekledim. Güneş doğar doğmaz, ahırın kapısını açıp hayvanları dışarı saldım. Kahvaltı yapıp karnımı doyurduktan sonra Ali Ağa'nın evinin yolunu tuttum. Cemal bahçede odun kırıyordu, beni görünce elindeki nacağı bıraktı. Hoş geldin kardeşim deyip içeri davet etti. içeri geçip oturduk, biraz sohbet ettik. Cemal'e gece gördüğüm rüyayı anlattım ve maleun kelimesinin anldıbını sordum. Maleun kelimesinin Türkçe anldıbının lanetli olduğunu söyledi. Rüya için dünkü gördüğün yazıdan sonra etkilenmişsindir, korkulacak bir şey yok deyince biraz da olsa rahatladım. Biz konuşurken içeri Cemal'in annesi Sare teyze girdi. Sare teyze ben kendimi bildim bileli konuşmaz, ayıp olmasın diye Cemal'e de sormadım hiç. Biraz sert yapılıdır Sare teyze. Şuana kadar bir kaç tebessümünden başka yüzünde en ufak bir gülümsemeye dahi rastlamadım. Cemal istersen şu yazıya bir daha bakalım kardeşim dedi. Ben de olur dedim ve yola koyulduk. Mezarlığa giderken, şu bahsettiğin kişi kimdir kimin nesidir Cemal dedim. Adam hakkında bir şey söylemeyeceğime yemin ettim Osman, gelince görürsün zaten dedi Cemal. O öyle deyince de pek ısrarcı olamadım. Mezarların başına gittiğimizde ağaç dalının kırılıp anamla babamın mezarının üstünü örttüğünü gördük. Aceleyle dalı kaldırdık. Ve Cemal birden bağırmaya başladı...
başlık yok! burası bom boş!