Parola? saat:06.00
Dağın başında belli aralıklarla ışık yanı sönüyordu!
Arkama bakarak yorgunluktan bitmiş olan time;
"Beyler 10 dk kaldı bakın şurası"diye söyledim.
10 dakika sonra vardığımızda birisi Parola? ne diye bağırdı;
"Şehitler Ölmez!"
Yanımıza koşarak gelen 4 asker elleri taşımaktan su toplamış
askerlerin elinden sedyeyi aldı ve hızlı adımlarla binaya doğru zütürmeye başladılar.
Biz de onları takip ediyorduk;binanın kapısına gelince iki tane kapıı nöbetçisi kapıyı hemen açtı.
içeri de sessizlik hakimdi sadece arada sırada;yaralı askerlerin sesleri çıkıyordu.
Ortada TÜRK bayrağıyla kapatılmış bir insan vücudu vardı!
Tim komutanları bir arada oturmuş sessizce bekliyorlar;yüzlerinden
okunuyordu mutsuzlukları.
Biz içeriye girince hemen ayağa kalktılar;bizi karşılamaya geldiler.
Hasan'ı ise sıhhiyecilerin yanına zütürdü diğer askerler.
Timimde ki personel kendini yere attı kimisi ise hemen su içmeye ve soluklanmaya başladılar.
"Şehit kim?"
"Uzman Çavuş Ayhan"
"Allah rahmet eylesin!"
Hep bir ağızdan "amin"denildi.
"Yaşar teğmenim;telsiz ile merkeze bildirelim"
"Bizim telsizin şarjı bitti;sizi beklemek zorunda kaldık"
Telsizimi hemen alıp;
"Cumhuriyet 1923 konuşuyor:1881 Selanik'teyiz acil helikopter lazım Şehit ve yaralımız var.."
"Anlaşıldı hemen gönderiyoruz"
Erme teğmen söze atıldı;
"illaha şehit veya yaralımızın mı olması lazım;her çağrıldığında gelmeye çalışsalar
ne şehit ne de yaralımız olur!"
Haklıydı bir nevi,bir nevi de haksızdı bazı durumlar için fakat benim aklım
Hasan ve diğer yaralımız da ve tabi ki de şehidimiz deydi!