Beyler 3 dakikanızı ayırıp yaşadığım şu trajikomik olayı okumanızı rica ediyorum. Okumasanız bile bunca emeğin karşılığı olarak bir şukuyu ekgib görmeyin vesselam.



daha geçen gece taksimde bir ev partisine gittim. (şimdi böyle yazınca house party akar tadında takıldığım sanılmasın, hayatımdaki ilk ev partisiydi diyebilirim) bir arkadaşın arkadaşının anasının amıymış bişeymiş toplanma nedenimiz ben de tam bilmiyorum. herkes içeceğini kendisi getirecek ve giriş ücreti olarak 10 tl atacak (bu da etrafın anası gibilecek ertesi gün temizlikçi gelecek falan diye herhalde)

velhasıl kelam 5 adet tuborg goldum bir paket sigaram ve bir paket tuzlu fıstığımla birlikte mekana iştirak ettim. tam bir köylü olduğum yaptığım alışverişten gayet anlaşılıyor ama köylü olduğum hatta köyün ağasının botlarını boyayan kölesi olduğum için ben fark edemedim yaptığım maholuğu. içeri girip biraları mutfağa bıraktım. mutfakta smirnoff north'lar, baileys'ler, punch'lar neler de neler... benden başka bir kişi daha bira içiyordu ama o da miller içiyordu yani tam olarak bira denemez.

ortam gayet güzeldi. arkadaşımla birlikte diğer arkadaşların arasına kaynadık. içkiler içildikçe herkesin dilinin kemiği birer birer kırılmaya başladı. sigara için balkona çıkıp şakalaşmalar falan, bilirsiniz sevişebilmek için yapılan türlü karaktersizlikler işte.

bir süre sonra ben biralarımı bitirdim. bakkala gitmek de zütüme çok zor geldiği için milletin alıp mutfağa bıraktığı içkilerden kendime deneysel kokteyller hazırlamaya başladım. aradan geçen bir yarım saat içerisinde kafam taşşak gibi oldu.

arkadaşımın yazdığı çok hoş bir kız vardı. ama ufacık bir sıkıntı, kız arkadaşıma yüz vermiyor bu da yetmezmiş gibi benim yaptığım tüm yersiz esprilere anıra anıra gülüyordu. ben durumu fark edip evin diğer tarafında bilgisayarın başına geçmiş müzikle ilgilenen kızların yanına gittim. (4 köşesi hurilerle doluymuş gibi anlatıyorum ama aslında baya sap dolu bir ortamdı) kızlara da bir iki kötü şaka yaptım. biri güldü diğeri sırıttı gibtir git dercesine. sonra bir süre boyunca onlara şarkı tavsiye ettim. bu aralar grooveshark'ta indie rock station dinlediğim için kızlayken dinlenecek manyak şarkılar biliyorum. sıradan veriyorum coşkuyu veriyorum coşkuyu. verdikçe içiyorum içtikte yüzüm gözüm kayıyor.

bir süre sonra ben tek kaldım bilgisayarın başında sıradan sallamaya başladım şarkıları. derken inanılmaz tuvaletim geldi. ama öyle ufak bir çiş değil yani nasıl desem affedersiniz cumhuriyet sucuğunu kütür kütür bırakmam gerekiyor. tuvalet çok kötüydü ben de tutarım amk ne de olsa birazdan iyice sarhoş olup başka mekana gitme teklifinde bulunacam dedim. bu sırada hafiften de tak baş vermeye başladı. tam geliyor, ben irkiliyorum, nefesimi kontrol ediyorum ve sıradaki şarkıya geçiyorum. bu sırada da hafif hafif salıyorum.

hafif hafif salarken çok sağlam bir osuruk geldi. öyle ki tutmak falan mümkün değil. yani yemin ediyorum daha osurduğum anda dedim ki allahını seven yaksın beni. sigarayla falan yaklaşsa o da yeter ben kendiliğimden alev alırım. tam bu sırada açacak cam falan ararken arkadaşımın yazdığı ama karşılık alamadığı kız benim yanıma gelip kulağıma "istersen bize gidebiliriz" diye fısıldadı. fısıldadı ama tabi bir hışımla geldiği için anlamadı nereye geldiğini. bir iki saniyelik bakışmamızdan sonra kızın bir kaçışı var. ben böyle bir şey görmedim ömrümde. hayatımda ilk defa bir ev partisine gelmişim, ilk defa bir kız tarafından eve zütürülmek isteniyorum ve damar çatlatan bir osuruk yüzünden her erkeğin life time experience diye anlatacağı bir geceden mahrum kalıyorum.

ben, bir elimde yarak kürek votka kokteyli, diğer elimde mouse kızın arkasından bakakaldım. bu sırada hala buram buram osuruk kokuyor her taraf. balkona çıktım. uzaklara bakarak (karşı balkona) son bir sigara daha içtim ve gibtir olup evime gittim. eve gidince tuvaletim yoktu. muallak tak.