Zorla ayağa kalktım ve asker arkadaşıma telefon açtım. "Ali Rıza, geri dönüyoruz" ali rıza ile konuşmamız bittikten sonra 67 impala ile yanıma geldi. Gelir gelmez malzemeleri aldın mı diye sordum. Ali Rıza sırıtarak bagajda dedi ve nereye gideceğimizi sordu. Bayburt dedim. Olayı hemen anlattım. Bayburt yoluna çıkıp arabamı gördük. Ali rıza "indirek mi abi?" diye sordu. Hayır dedim. Daha fazlasını hak ediyor. Yaptığım uzun araştırmalar sonucu kim olduğunu ve ailesini buldum. Adresi ali rızaya gösterdim ve "bas" dedim. Ön kaldırarak bu malı solladık. Ailesinin evini cepheden gören bir çatıya çıkıp uzun menzilli magnum sniper ile eve nişan aldım. Dikkatimi bozmadan ali rıza rapor ver dedim. Ali rıza dürbünle bakarken "abdurrahman havada rüzgar önemsenmeyecek kadar az. Mesafe ile kurşun arasındaki orantı iki saniye. Cam sıradan camlardan. Mermiye etkisi olmayacak. Vurabilirsin". Nefesimi tutup nişanımı aldım. Sıkmamla kafasının dağılması bir oldu. Ali rıza efekli bir şekilde headshot dedi. O değilde ne koydum dedim içimden. Karı kanlar içinde yerde yatıyodu. Ali rıza iyi iyi virüs sanar bu mal dedi. Ben de dönüp. Keraneye gidek mi panpa yaptım. O da seninki kalkmaz la zütünü kır eşşeeğğen gibtiği dedi. gibtir züt dedim. Yürü gidiyok