Sulusepken geldi karşıma, üstler arandı, sonradan adını öğrendiğim Murat Bey yolladı bizi köşelere beş dakika sonra başlıyoruz diyerek. Ben burnumu ısıtmaya başladım beyler kanamasın diye, karşıdaki elemanı anlatayım size, bir altmış bes boylarında, 40 kilo etmez, teni bembeyaz böyle yeni yıkanmış gömlek gibi, ama duruşunda bir sakinlik, bir rahatlık var ki beyler anlatamam, sanki yavsaktan imza istemeye gelmişim gibi bir hava var bildiğiniz. Kibirli kibirli etrafa bakinmalar, hiç gibine takmadan tırnaklarını izlemeler falan. Neyse maça bir başladık ki eleman üzerime doğru şimşek hızıyla geldi, geldiği gibi ceneme sağdan yumruğu patlattı. Ben daha pozisyon alamadan öbür eliyle de cenemin altından vurmaya çalıştı ama siyirdi, çocuk o kadar hızlıydı ki ben hiç bir şey anlamadım o iki ataktan, beş dakika boyunca eleman saldırdı ben savundum eleman saldırdı ben kaçtım, sonradan fark ettim çocuk hep belirli bir döngüde yapıyordu hareketlerini, vur kaç uyguluyordu ve hep aynı düzende yumruk çıkartıyordu. Zamanımı kolladım, tam sol eliyle benim sağ yanağıma indirecekken koltuk altına bütüm gücümle indirdim. Bunun şok dalgası geçmeden dizine tekmeyi vurduğum gibi hareketini de kestim, bitiriş olarak da tam iki gözünün ortasına sağ yumruğumu patlattım beyler çocuk pert.. Şimdiki zamanın parasıyla 60 lira verdi, beni gibtiretti Serkan yavsagi. Başlangıçtır dedim, kasmadım bozulmadım hiç.