+79
-1
Onel'den çıktığımızda saat 9 buçuğa geliyordu. 100.yıla geçtik minibüsle. Minibüsten inince Beyza ile Fatih ayrıldı yanımızdan, gerekçeleri de,
"biz biraz daha gezicez.. baş başa" idi.
Yine gösterdiler iyiliklerini.. kaldık mı baş başa Hazal hanım..
Yalnız kalmanın hafif utancıyla,
"yurduna mı bırakıyım yoksa biraz daha duralım mı? kafeye gideriz?" dedim.
Nefesler tutuldu..
"yurda gideyim en iyisi, sonra artık " dedi nazikçe.
Hay aq..
"peki, bırakıyım mı diye sormuyorum :p" dedim gülerek.
"sorma, yanlış anlaşılmak istemiyorum" dedi o da gülerek.
Yurdun önüne geldik konuşa konuşa, sevdiğimle veda vakti..
"avukat hanım (:" dedim gülümseyerek.
Durdu, baktı önüne doğru, düşündü 10 saniye kadar, ben de onun düşünürken halden hale giren güzel yüzünü izledim..
Kaldırdı kafasını,
"ben bulamadım ya bir şey, edebiyatçı bey diycem uymayacak :p" dedi gülerek.