+44
Geceye kadar beraberdik geçirdik o günü ve gece sahile geçtik. hava soğuktu soğuk olmasına ama kimse şikayetçi değildi halinden. aylar sonra tam kadro toplanmıştık ve burak yıl başından sonra geri döneceği için 24 saat beraber takılsak kimsenin çıtı çıkmazdı. uzunca bir süre de sahilde sohbet ettikten sonra burakla kızları eve bırakıp mahalleye doğru yürümeye başladık. yarın ilk iş kolyeyi almamız lazımdı ve bunun için sözleşip ayrıldık. evdekiler artık eve geç gelmeme alıştığı için bi açıklama yapmadan geçip oturdum. biraz da onlarla televizyon izledikten sonra odama geçtim. bütün gece kolyeyi Derin'e nasıl vereceğimi düşündüm ve kafamda sayısız senaryo canlandırdım.ya istemezse diye düşündüm bi ara ama onun için de bi planım vardı. bana telefonu verdiğinde alamam demiştim ve "sana aldığım hediyeyi mi istemiyosun" demişti gözlerini kocaman açıp. olur da o da istemem falan derse ben de aynı cümleyi kurmayı planlıyordum. sabah olduğunda burak'ın telefonuyla uyandım. pazar günü olduğu için okul falan derdim yoktu ve genelde pazar günleri öğlene kadar uyurdum. burak arayınca yarım saat içinde buluşmak için sözleşip aceleyle kahvaltı ettikten sonra dışarı çıktım. burakla beraber aynı kuyumcuya gittik ve beğendiğim kolyeyi gösterdim. Allahtan o da beğendi ve içim rahat bi şekilde aldım kolyeyi. babamın aylar önce bıraktığı para hayatımı kurtarmış oldu böylece. biraz da meydanda dolaştıktan sonra artan paramla burak'a bi yemek ısmarladım ve yemek yerken benim o zamana kadar hiç düşünmediğim bir şey geldi burak'ın aklına. kanka gizem nolcak deyince yemek boğazıma takıldı.ben o ana kadar hep Derin'le yalnızmışız gibi düşünüp plan yapmıştım ama yine 4 kişiydik bu gün ve burak neyse ama gizem varken sadece Derin'e hediye vermek biraz abes kaçıcaktı.